29FkBg4. Yazar ve Araştırmacı Seyhan Livaneli 68 yaşında İzmir'de hayatını kaybetti. Bir süre Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Halk Kültürü Bilgi ve Belge Sistemi'nin Genel Müdürlüğğ görevinde de bulunan ünlü müzisyen ve Yazar Zülfü Livaneli’nin kardeşiydi. 10 yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Halk Kültürü Bilgi ve Belge Sistemi HAGEM Genel Müdürlüğü yapan Seyhan Livaneli; Bir İhtimal Daha Yok, Kader Senfonisi, Anadolu ve Efsaneleri, Cam Kase Mucizeleri ve Çanlar Hemingway İçin Çalıyor kitaplarının da yazarıydı. Livaneli ailesi, Seyhan Livaneli'nin ölümünü şu taziye mesajı ile duyurdu "Ardında kocaman bir boşluk bıraktın, seni çok özleyeceğiz Seyhoş. Evlatları Mina, Senem, Samil, kardeşleri Zülfü, Asım, Ferhat, yengesi Ülker, yeğenleri Aylin, Ceren, Defne, Murat Livaneli. Merhum Mustafa Sabri bey ve Şükriye hanımın kızı Seyhan Livaneli’nin cenazesi 6 Mart 2019 tarihinde Alsancak Hocazade Camiinde kılınacak öğle namazının ardından Urla Güvendik Mezarlığına defnedilecektir. Bilgi Yayınevi ise ölüm haberini; "Değerli yazarımız Seyhan Livaneli'yi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyor, Livaneli ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşıyoruz. Başımız sağ olsun." açıklaması ile duyurdu. Seyhan Livaneli kimdir? Seyhan Livaneli, 22 Ocak 1951 yılında Silifke’de doğdu. Ankara’da Bahçelievler İlkokulu, Deneme Lisesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde okudu. Yirmi yılı aşkın süre sınıf öğretmenliği ve Türkçe öğretmenliği yaptı. Öğretmen olarak çalıştığı yıllarda Tepegöz isimli öyküsünün İlksan birincilik ödülü almasıyla profesyonel yazı hayatı başladı. 1994 yılında geçtiği Kültür Bakanlığında Halk Kültürleri Genel Müdürü olarak görev yaptı. Halk Bilimi alanında ulusal ve uluslararası çalışmalar yaptı. Değişik gazete ve dergilerde kültür yazıları yayınlandı. 2003 yılında yaş sınırını beklemeden emekli oldu. Seyhan Livaneli 5 Mart 2019 tarihinde İzmir'de vefat etti.
Önceki kalp krizi geçiren Ahmet Çam, kaldırıldığı özel hastanede doktorların tüm müdahalelerine rağmen Çam’ın cenazesi Kabasal Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi. 1983 yılı sonrasında ANAP’ta siyaset yapan Ahmet Çam, bir dönem partisinin Seyhan İlçe Başkanlığını DYP ve Demokrat Parti’de siyasi yaşamına devam eden Çam, Cemalpaşa Kooperatifi İkinci Başkanlığını Çam evli ve iki kız babasıydı.
Livaneli'nin Demirtaş'la ilgili sözlerine Ahmet Hakan'dan bomba yorum Adam ciddiymiş! Ahmet Hakan, Selahattin Demirtaş'ı "Edebiyatımızın usta kalemi" olarak niteleyen CHP'li eski vekil Zülfü Livaneli, için "Alay etmiş olsaydı daha az gülerdim" dedi. Güncel Dilipak'tan bomba Zülfü Livaneli iddiası! 'Temaslara başladı...' Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde gündemi sarsacak bir kulis bilgisi paylaştı. Dilipak, yazar İsmail Nacar'ın, Zülfi Livaneli Cumhurbaşkanı adayı olmak için temaslarda bulunuyor’ dediğini aktardı. Güncel Zülfü Livaneli koronavirüs test sonucunu açıkladı Zülfü Livaneli, istirahate çekildiği Bodrum'daki evinden yaptığı açıklamada, sağlık durumunun iyi olduğunu belirtip, "Hakkımda çok spekülasyon yapıldı ancak devletin resmi raporlarında da var; corona virüs testinde negatifim" dedi. Gündem Bomba iddia! Zülfü Livaneli hastalığını gizledi mi? Karantinadan kaçtı mı? Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Zülfü Livaneli'nin ABD’de koronavirüs kaptığı halde ülkeye dönünce hastaneye gitmediğini ve 14 gün karantinada kalmayıp Bodrum’a gittiğini burada da çok sayıda insana temas ettiğini iddia etti. Alçı, "Görünüyor ki hastalığını sakladı. Bu kabul edilebilir bir durum değil." dedi. Gündem Zülfü Livaneli ve eşi koronavirüse yakalandı Zülfü Livaneli, ABD'de koronavirüs kaptığı iddiaları ve sağlık durumuyla ilgili konuştu. Livaneli "Eşim, ben ve arkadaşlarım tedavi gördük. Tamamen iyileştik." dedi. Gündem Zülfü Livaneli coronavirüse mi yakalandı? Zülfü Livaneli'nin coronavirüs testinin pozitif çıktığı ve sanatçının ailesiyle birlikte bir hastanede karantinaya alındığı iddia edilmişti. Gündem Melih Altınok'tan sanatçıları bomba sözler! Sabah yazarı Melih Altınok, Cem Yılmaz, Athena Gökhan ve Zülfü Livaneli üzerinden sanat dünyasına ciddi eleştirilerde bulundu. Sanatçıların kendilerini meslekleri üzerinden tanımlamadıklarının altını çizen Altınok, siyasi paylaşımlar yapılmasını eleştirdi. Gündem Zülfü Livaneli'nin acı günü! Kardeşi Seyhan Livaneli vefat etti Ünlü sanatçı Zülfü Livaneli'nin kardeşi Seyhan Livaneli hayatını kaybetti Gündem Süleyman Soylu'dan ünlülerin bildirisine çok sert yanıt! Cezaevinde açlık grevini sürdüren Nuriye Akman ve Semih Özakça için bildiri yayınlayan gazeteci ve sanatçılara İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çok sert bir tepki gösterdi. Gündem
1340 Haber Kaynağı AA Gerçek adı Kemal Sadık Gökçeli olan usta yazar, Nigar Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak, Adana sınırları içerisindeki Osmaniye'de 6 Ekim 1923'te dünyaya geldi. Bazı kaynaklara göre 1926'da doğdu. Kemal'in Van-Ercişli olan ailesi, 1. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'e gitti, son olarak da Adana'ya yerleşti. Bir buçuk yıl süren göç esnasında Yusuf adlı yaralı bir çocuğu yanına alarak evlat edinen Sadık Efendi, henüz 4 yaşındaki Kemal'in gözleri önünde, Yusuf tarafından öldürüldü. Kemal, bu olaydan çok etkilendiğinden 12 yaşına kadar kekeme konuştu. Yaşar Kemal, küçük yaşta bir kaza sonucu sağ gözünü kaybederken, 8 yaşındayken köye gelen bir tuhafiyecinin köy kadınlarının borcunu yazmasından etkilenip, yazmaya ilgi duydu. Küçük yaşta doğaya, insanlara ve topluma karşı ilgi duyarak eserlerinin temelini oluşturan Yaşar Kemal, ilkokula gitmeden önce "Aşık Kemal" mahlasıyla halk şiirlerine imza attı. İlkokula 9 yaşında başlayan Kemal, okul arkadaşı Aşık Mecit ile aşıklarla atışacak derecede türküler söyleyip ağıtlar yakarken, annesinin engel olmasından dolayı saz çalmayı tam anlamıyla başaramadı. Kemal, 1938'de mezun oldu. Fotoğraf AA İlk şiiri 1939'da, ilk kitabı 1943'te yayımlandı Yaşar Kalem'in kaleme aldığı ilk şiiri "Seyhan", 1939'da Adana Halkevi Dergisi'nde yayımlandı. Ortaokula 1941'de başlayan ancak son sınıfta hastalandığı ve kendini edebiyata verdiği için, yatılı öğrencilik hakkını kaybeden Kemal, ırgat katipliği, memurluk, ırgatlık, inşaat denetçiliği, öğretmen vekilliği ve arzuhalcilik gibi farklı işlerde çalıştı. Kemal, hayatın zorluklarıyla olgunlaşırken, toplumun acılarını ve yaşadıklarını eserlerine yansıttı. Halk edebiyatına da ilgi duyan Kemal'in şiirleri 1940'lı yıllarda "Çığ", "Ülke", "Millet", "Kovan" ve "Beşpınar" dergilerinde okurla buluştu. Aynı yıllarda Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino, Arif Dino ve Abidin Dino ile tanışan Kemal, Abidin Dino vesilesiyle okuduğu "Don Kişot" eserinden etkilenerek, Batı edebiyatı üzerine daha çok okuma yaptı. Usta yazarın, 1940-1941 arasında Çukurova ile Toroslar'dan derlediği ağıtları içeren "Ağıtlar" adlı ilk kitabı, 1943'te Adana Halkevi tarafından yayımlandı. Yaşar Kemal, 1946'da askerliğini yaptığı Kayseri'de ilk uzun hikaye kitabı "Pis Hikaye"yi kaleme aldı. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan Kemal, bir süre Kozan cezaevinde yattı. Yaşar Kemal imzasını ilk kez 1951'de kullandı İstanbul'a 1951'de taşınan Kemal, kısa bir süre işsizlikten sonra "Yaşar Kemal" imzasıyla, 1963'e kadar Cumhuriyet gazetesinde, fıkra ve röportaj yazdı. Yazılarında Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını anlatmaya çalışan Kemal'in yine bu dönemde yaptığı "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün" başlıklı röportajı, Gazeteciler Cemiyetince verilen "Özel Başarı Armağanı"na değer görüldü. Kemal, 1952'de Sultan 2. Abdülhamid'in baştabibi Jak Mandil Efendi'nin torunu Thilda Serrero ile evlendi. Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolcayı iyi bilen Serrero, Kemal'in 7 eserini yabancı dillere çevirdi, çeşitli yayınevleriyle ilişkiler kurarak, eşinin Avrupa'da daha çabuk tanınmasını sağladı. Raşit Gökçeli adlı bir oğlu olan çiftin evliliği, Serrero'nun vefat ettiği 17 Ocak 2001'e kadar devam etti. Usta yazar, 2002'de Ayşe Semiha Baban ile evlendi. "Bebek", "Dükkancı" ve "Memet" adlı hikayelerinin de içinde bulunduğu "Sarı Sıcak" kitabını 1952'de yazan Kemal, yoksulluk, şiddet, dayanışma, yozlaşma, doğa tutkusu, insan-doğa çatışmasını eserinde işledi. Yaşar Kemal, "Sünger Avcıları" başlıklı röportaj dizisiyle okuyucuların beğenisini kazanırken, 1955'te Varlık dergisinin "Roman Armağanı"nı kendisine kazandıran romanı "İnce Memed"i yayımladı. Yazarın, 1953-1954'te Cumhuriyet gazetesinde dizi olarak yayımlanan yazılarından oluşan eser, 40'tan fazla dile çevrilerek, dünya çapında ilgi gördü. Edebiyat hayatının yanı sıra, siyasi faaliyetlere devam eden Kemal, 1967'de çıkarmaya başladığı "Ant" adlı derginin eklerinden biri sebebiyle 18 ay hapse mahkum oldu. Daha sonra bu karar, Yargıtay tarafından bozuldu. Yazıları ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez kovuşturmaya uğrayan Yaşar Kemal, 1974-1975'te Türkiye Yazarlar Sendikası'nda Genel Başkan olarak görev yaptı. Kemal, 1988'de kurulan PEN Yazarlar Derneği'nin de ilk başkanı oldu. Eserlerinde sade ve akıcı bir üslup kullanmayı tercih eden ünlü yazar, roman ve öykülerinde çoğunlukla Çukurova'da yaşanan insan dramlarını işledi. Kemal'in "İnce Memed"in de aralarında bulunduğu 9 eseri de beyazperdeye aktarıldı ve birçok eseri tiyatroya uyarlandı. Kitaplarında Anadolu'nun efsane ve masallarından da yararlanan Kemal, 1970'ten sonra yazdığı romanlarında ise şehir insanının hayatını ele aldı. Fotoğraf AA Birçok kez Nobel'e aday gösterildi Yaşar Kemal, ilki 1973'te olmak üzere pek çok kez Nobel'e aday gösterilmesine rağmen bir türlü Nobel ödülünü alamadı. Nobel'e aday gösterilen ilk Türk olan Kemal, verdiği bir röportajda "Ölene kadar da aday olacağım." şeklinde görüşlerini dile getirdi. Yakın dostu Zülfü Livaneli, Nobel ödülünün küçük hesaplar ve kıskançlıklar dolayısıyla Yaşar Kemal'e verilmediğini, "Sevdalım Hayat" kitabında şu sözlerle aktardı "Bir seferinde Yaşar Kemal, Nobel Ödülü'ne çok yaklaşmıştı. En güçlü aday olarak adı geçiyordu ve sonradan öğrendiğimize göre ödülü kazanamaması için hiçbir neden yoktu. Tam o sırada bazı Türkler ve Türkiyeli Kürtler devreye girerek, Yaşar Kemal aleyhine bir dedikodu çarkı çevirdiler. İsveç akademisine, Türk edebiyatını iyi bilmediklerini, aslında Yaşar Kemal'in Türkiye'de beşinci sınıf bir yazar olduğunu, sadece o çevrilmiş olduğu için ödülü ona vermenin haksızlık olacağını söylemişler. Bu arada bazı Kürtler de Yaşar Kemal'in Kürt olduğu halde Türkçe yazmasının Kürt kimliğini inkar etme anlamına geldiğini öne süren bir kampanya başlattılar. Onlara göre Yaşar Kemal, Kürt halkının masallarını alıp Türklere mal etmekle görevli bir devlet yazarıydı. Lars Gustafson adlı İsveçli romancı Avusturya'da tanıştığı Diana Canetti adlı Türkiyeli bir yazarın Türkiye'de Yaşar Kemal'den daha ünlü olduğunu yazınca dayanamadım ve yazının yayımlandığı Expressen gazetesine bir açıklama gönderdim. Bu tartışmalar, zaten kıl payı dengeler üstünde duran İsveç akademisini ürküttü ve Yaşar Kemal'e verecekleri ödülü ertelemeyi uygun görüp Patrick White'a verdiler." Mehmet Ali Birand'ın "32. Gün" programına konuk olan usta edebiyatçı da, konuşmasında şunları anlatmıştı "Ben ülkemin bölünmesini, nasıl zarara uğramasını isteyebilirim. Ben bu ülkede bir roman dili yaratmaya çalışan bir adamım. Ben kanımla, sözlerimle bağlıyım bu ülkeye. Paramla, pulumla, topraklarımla bağlı değilim. Korkak bir adamım ben. Cesur olsaydım, üstelik de dışarıda yaşamayı göze alsaydım, çok daha sert konuşabilirdim. Ben halkıma toz kondurmak istemiyorum. Dünyada işkenceci bir ülke olarak tanınmak istemiyorum. Mahkeme kapılarında hep onu söyledim. Bir ülkenin toprağından, bir ülkenin insanları daha kutsaldır. Ben buna inanıyorum. Ülkemin onuruna toz getirmek istemiyorum. Bütün çabam da buydu. Beni konuşmam için Birleşmiş Milletler'den, Avrupa Konseyi'nden, ABD Kongresi'nden çağırdılar gitmedim. 'Ben politikacı değilim, yazarım' dedim." Hayatı boyunca birçok ödüle değer görüldü Adana Çukurova'da yazı hayatına başlayan Yaşar Kemal'e, 1993'de Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü, 2008'de ise edebiyat dalında "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" takdim edildi. Ödülü dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elinden alan Kemal, ödül konuşmasında "Anadolu sayesinde dünya kültürüne katkı sağlayacağız. Kitaplarımı okuyanlar barışçı olsunlar. Yoksa zahmet etmesinler." ifadelerini kullanmıştı. Türk romanının değil dünya edebiyatının da önde gelen isimlerinden biri olan ve yurt dışında da birçok ödüle layık görülen Kemal, "Uluslararası Cino del Duca ödülü", "Legion d'Honneur nişanı", "Commandeur payesi", "Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişanı", "Premi Internacional Catalunya", Fransa tarafından verilen "Legion d'Honneur Grand Officier rütbesi", Alman Kitapçılar Birliği'nin verdiği "Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü"nün de bulunduğu 20'yi aşkın ödül, ikisi yurt dışında olmak üzere, 7 fahri doktorluk payesi aldı. Hayatı boyunca şiir, öykü, roman, anı, röportaj, derleme, söyleşi, deneme, oyun, fıkra, makale ve senaryo gibi birçok edebi türde eser kaleme alan usta yazar, Türk edebiyatına 26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü ve şiir alanında bir eseri miras bıraktı. Yaşar Kemal, solunum yetmezliği şikayetiyle tedavi gördüğü hastanede, çoklu organ yetersizliği ve kalp ritm bozukluğu sebebiyle 28 Şubat 2015'de 92 yaşında vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Usta yazarın bazı roman ve eserleri şöyle "Demirciler Çarşısı Cinayeti 1974", "Yusufçuk Yusuf 1975", "Yılanı Öldürseler 1976", "Al Gözüm Seyreyle Salih 1976", "Kuşlar da Gitti 1978", "Deniz Küstü 1978", "Yağmurcuk Kuşu 1980", "Kale Kapısı 1985", "Kanın Sesi 1991", "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana 1997", "Karıncanın Su İçtiği 2002", "Tanyeri Horozları 2002" "Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikayesi", "Tek Kanatlı Bir Kuş, 2013", çocuk romanı "Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca 1977" destansı roman "Üç Anadolu Efsanesi 1967", "Ağrıdağı Efsanesi 1970", "Binboğalar Efsanesi 1971", "Çakırcalı Efe 1912" Röportaj ve denemeleri arasında ise şu eserler yer alıyor "Yanan Ormanlarda Elli Gün", "Çukurova Yana Yana", "Peri Bacaları", "Bunların hepsini Bu Diyar Baştan Başa", "Allah'ın Askerleri", "Röportaj Yazarlığında", "Çocuklar İnsandır", "Ağıtlar", "Taş Çatlasa", "Baldaki Tuz", "Gökyüzü Mavi Kaldı", "Ağacın Çürüğü", "Sarı Defterdekiler", "Ustadır Arı", "Zulmün Artsın"
Zülfü Livaneli’nin 5 Mart 2019 tarihinde yaşamını yitiren kardeşi, yazar ve bürokrat Seyhan Livaneli anısına bir öykü yarışması düzenlendi. 03 Ağustos 2019 Cumartesi, 2102 Abone Ol 5 Ağustos 2019-15 Ekim 2019 tarihleri arasında başvuru alan öykü yarışmasının sonuçları, 15 Ocak 2020 tarihinde açıklanacak. Seyhan Livaneli’nin doğum günü olan 22 Ocak 2020 tarihinde ise, basıma değer görülen eser yazarının da katılımıyla bir ödül töreni düzenlenecek. Yarışmaya, “Ötekileştirme” konusunda yazılacak en fazla 3 öykü ile seçici kurul üyelerinin birinci dereceden yakınları hariç herkes katılabilecek. Seçici kurulunda; Zülfü Livaneli, Sunay Akın, Nebil Özgentürk, Barış İnce ve Mevsim Yenice bulunan yarışmada, yalnızca birinciye ödül verilecek, kazanan öykü kitaplaştırılacak. Yarışma şartnamesiyle ilgili detaylı bilgi için [email protected]
seyhan livaneli neden vefat etti