2320:00 Hakkında Bilgi cumhuriyet dönemi türk edebiyatı konu anlatımı, cumhuriyet dönemi türk edebiyatı maddeler halinde, cumhuriyet dönemi türk edebiyatının genel özellikleri, Edebiyat No comments Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın Genel Özellikleri. Mili edebiyat döneminde Genç Kalemler adlı dergide kıvılcımlanan “Yeni Lisan” hareketi, bu dönemde de devam etmiştir. Özellikle Türk Dil Kurumu çalışmalarıyla dilde yenilenme hareketi hız kazanmıştır. Türk Edebiyatı - Cumhuriyet Edebiyatı - Milli Edebiyat - Cumhuriyet Dönemi Sanatçılarının Özellikleri Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış, dildeki sadeleşme çalışmaları sürmüştür. Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış, gerçekçi bir anlayış hedeflenmiştir. SosyalMedya Takip İçin!FACEBOOK TAKİP :https://www.facebook.com/Tiyatro-D%C3FACEBOOK TAKİP : Haluk Seyit Tde ÖğretmeniTWİTTER : https://twitter.com/Halu Cumhuriyet Dönemi Metinleri, Toplulukları ve Sanat Anlayışları - Özet Şeklinde - PDF. Sizler için Cumhuriyet Dönemi topluluklarını özetleriyle bir araya getirdik. Böylece toplulukların genel özelliklerini bilerek kimin, hangi toplulukta olduğunu daha rahat tespit edebileceksiniz. PDF dosyası, konunun en altındadır. İstanbulÜniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 1933'te Genel Psikoloji-Pedagoji doçenti, 1942'de profesör oldu. Öğretim üyeliği görevini yaşamının sonuna dek sürdürdü. İlk şiirleri 1927'de "Güneş" ve "Hayat" dergilerinde yayınlandı. 1928'de altı şair arkadaşıyla birlikte "Yedi Meşaleciler" topluluğunu kurdu ve "Meşale 9JnHkR3. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın oluşumunda Cumhuriyet'in ilan edilmesinden sonra gerçekleştirilen siyasi, kültürel ve toplumsal gelişme ve değişimlerin çok büyük etkisi olur. Cumhuriyet'in kurulmasıyla Türk toplum hayatında da yeni bir safhaya geçilir ve edebiyatımızda yeni bir dönem açılır. Cumhuriyet Dönemi edebiyatımıza, Kurtuluş Savaşı, Atatürk ilke, inkılap ve devrimleri, özellikle de harf inkılabı damgasını vurur. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'yla birlikte Türk dili üzerindeki tartışmalar bilimsel bir sonuca ulaşır. İstanbul'un dışında da şair ve yazarlarımız yetişmeye başlar. Böylece önceleri seçkin bir çevrenin yer edindiği edebiyatımıza halk ve Anadolu insanı, köylüsü yer edinmeye başlar. Milli Edebiyat'la başlayan Anadolu ve halka yöneliş Cumhuriyet Dönemi ile birlikte kökleşir. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın Genel Özellikleri Roman, öykü, tiyatro ve düşünce yazıları en çok kullanılan düzyazı türleri olur. "Deneme" türü önemli gelişme gösterir. Dilde sadeleşme çabaları olumlu netice verir. "İstanbul Türkçesi" esas alınmaya başlanır. Yazı ve konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkar. Türk şiirinde biçim ve içerik yönünden büyük değişiklikler olur. Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü ve serbest ölçü alır. Serbest ölçü özellikle ön plana çıkar. Şiirlerde günlük konuşma dilinden faydalanılır. Şiirde halk kaynaklarına yönelme, ulusçuluk bilincini güçlendirme, Anadolu ve Türk tarihi önemli yer edinmeye başlar. 1930'lu yıllardan sonra toplumcu-gerçekçi roman akımının doğması Anadolu'nun çeşitli yörelerinde yaşayan halkın yaşamı, sorunları şiire yansıtılır. 1940'lı yıllardan sonra bireysel sorunlar ve duygular da eserlerde yer edinmeye başlar. Eleştiri ve edebiyat tarihi çalışmaları daha sağlam bir bilimsel temele oturtulur. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı'yla; Yedi Meşaleciler, Birinci Yeniciler Garipçiler, Maviciler, İkinci Yeniciler, Toplumsal Gerçekçiler gibi yeni akım ve topluluklar ortaya çıkar. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nı akım, fikir ve sanatçılarıyla şöyle şematize edebiliriz. A. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nda Şiir 1. Öz Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir Paul Valery'nin şiirde dilin her şeyin üstünde tutan görüşünden yola çıkılarak bazı şairlerimizde görülen ortak zevk ve anlayıştır. Bu anlayışın temsilcileri için önemli olan iyi ve aynı zamanda güzel olan şiir yazmaktır. Öz şiiri savunanlar, kendilerini her türlü fikir eğilimlerinin dışında tutarak sadece "estetizm" kavramına yoğunlaşmışlardır. Bu eğilim, Ahmet Haşim'in "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" isimli makalesiyle başlar. Şiirde sembolizm ve empresyonizm akımının etkisindedirler. Şiiri bir biçim sorunu olarak ele alırlar. Şiir dilini her şeyden üstün görürler. "Şiirde duyulmak, hissedilmek anlaşılmaktan daha önemlidir." ilkesini benimserler. Dilde sadeleşme esas alınır. Edebi sanatlar, imge, iç ahenk, redif, kafiye, ritm gibi unsurlar çok fazla önemsenir. "Dize" en değerli şey olarak kabul görür. Anlam derinliği ve gizemsel yaklaşım esas alındığı için temalar sıradan bir okurun anlamayacağı şekildedir. Şiirde güzelliğe ancak çalışmak ve emekle ulaşılır, görüşü hâkimdir. Ruh, bireysellik, ölüm, yalnızlık gibi konular en fazla işlenen konular arasında yer alır. "Sanat, sanat içindir." anlayışı doğrultusunda eserler oluşturulur. Temsilcileri Ahmet Haşim Necip Fazıl Kısakürek Yahya Kemal Beyatlı Ahmet Hamdi Tanpınar Cahit Sıtkı Tarancı Ahmet Muhip Dranas Asaf Halet Çelebi Özdemir Asaf ve Yedi Meşaleciler 2. Serbest Nazım ve Toplumcu Gerçekçi Şiir Serbest nazım, ölçü ve uyağa bağlı olmayan dizelerdeki hece sayısı farklı olan şiirlere denir. Toplumcu gerçekçi şiir, serbest nazmın özelliklerini esas alır. Toplumcu şiirin arka planında ideolojik olarak materyalist, Sosyalist ve Marksist dünya görüşü vardır. İnsan, toplum ve onun iletişim ilişkileri toplumcu şiirin ana eksenini oluşturur. Serbest nazım ve toplumcu gerçekçi anlayışta şiirler, toplumsal kaygı esas alınarak yazılır. Geniş bir hedef kitleye seslenme ve onların sözcülüğünü yapma amaçlanır. Dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılır. Hitabetvari söyleyiş tarzı ön plana çıkar. İçerik, her zaman için biçimin önünde yer alır. Fütürizm gelecekçilik akımından etkilenirler. Emek, sömürü, isyan, baskı, halkçılık gibi konular işlenir. "Toplum" merkezli bir şiir anlayışı olduğundan bu şiirde "Sanat toplum içindir" anlayışı esastır. Sanatçılar, sanatın değişen sanayi toplumuna ayak uydurması gerektiğini şiirde makine sesleri, fabrikanın gürültü ve işleyişi duyulmalıdır, tarzını savunurlar. Toplumcu gerçekçiler sanatı, her türlü dinsel ve töresel bağdan kopuk bireysel varoluş biçimi olarak algılamayı savunurlar. Temsilcileri Nazım Hikmet Ran Rıfat Ilgaz Ercüment Behzat Lav Hasan İzettin Dinamo 3. Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir Memleketçiler Kurtuluş Savaşı'nın etkilerinin sürdüğü dönemde ortaya çıkan dünyadaki milliyetçilik akımından etkilenen şiir anlayışıdır. Memleketçiler, Türkçeye büyük bir önem atfederler. Yabancı sözcükler yerine mümkün olduğu kadar bu sözcüklerin Türkçe karşılıklarını kullanırlar. Şiirde hece ölçüsünü esas alırlar. Halk Edebiyatı nazım biçimlerinden faydalanma yoluna giderler. Ağırlıklı olarak epik ve didaktik şiirleri işlerler. Anadolu'yu yeniden keşfetme çabasına girerek memleket meselelerine eğilirler. Folkloru tanıtma çabası içerisine girerler. Bireyler üzerinden aslında toplumun gerçeklerini, eğilimlerini yansıtırlar. Bu dönem şairlerinin üzerinde Faruk Nafiz Çamlıbel'in özellikle de "Sanat" şiirinin önemli bir etkisi vardır. Temsilcileri Ahmet Kutsi Tecer Ömer Bedrettin Uşaklı Kemalettin Kamu Halide Nusret Zorlutuna Necmettin Halil Onan Arif Nihat Asya Orhan Şaik Gökyay Zeki Ömer Defne Behçet Kemal Çağlar Hüseyin Nihal Atsız Şükufe Nihal Başar Ali Mümtaz Arolat 4. Birinci Yeni Garipçiler Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu, Melih Cevdet Anday'ın 1941'de "Garip" ismini verdikleri ortak şiir kitabıyla başlattıkları akımdır. Garip akımı, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe bir başkaldırıdır. Garipçiler, şiir ve edebiyat hakkındaki görüşlerini kitabın ön söz kısmında açıklarlar. Şiirde ölçü ve uyağı gereksiz görüp geleneksel şiir anlayışına tepki gösterirler. Şairaneliği, söz sanatlarını, süslü anlatımı, mecazlı söyleyişi dışlarlar. Şiirde sıradan insanları işlerler. Şiirde her şeyin konu olarak yer alması gerektiğini savunurlar. İşlenecek konuların o güne kadar işlenmemiş konular olmasına gayret gösterirler. Şiirde o zamana kadar kullanılmayan bazı sözcükleri kullanırlar. Konuşma diliyle halk ağzının şiirde yer alması gerektiğini savunurlar. Nükteli, esprili bir dil ve üsluba sahiptirler. Akıl, anlam ve somut gözlemin; hayal, ilham ve duygunun yerine geçmesi gerektiğini savunurlar. Halk deyişlerinden yararlanırlar. Toplumsal yergiyi oldukça önemserler. Yaşama sevinçlerini fazlaca şiire yansıtırlar. Şiirde, serbest ölçüyü savunurlar. Musiki ve resmi şiirden atarlar. Sürrealizm akımının etkisinde kalırlar. Temsilcileri Orhan Veli Kanık Oktay Rıfat Horozcu Melih Cevdet Anday 5. Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şairler Garip Hareketi'nin etkisinin sürdüğü yıllarda, şiiri onlar kadar bayağılaştırmak istemeyen kişilerin oluşturduğu bir şiir anlayışıdır. Kendine özgü bir şiir tarzı oluşturarak lirizmle birlikte yenilikçi ruhu devam ettirirler. Temsilcileri Fazıl Hüsnü Dağlarca Behçet Necatigil Cahit Külebi Bedri Rahmi Eyüboğlu Hilmi Yavuz Sabahattin Kudret Aksal Ceyhun Atuf Kansu Ümit Yaşar Oğuzcan Ahmet Arif Özdemir Asaf Neyzen Tevfik Kolaylı 6. Maviciler 1952'de Ankara'da çıkarılmaya başlanan "Mavi" isimli dergide bir araya gelen gençlerin oluşturduğu bir gruptur. Garip Akımı'na ve Orhan Veli'ye karşı çıkarlar. Kendilerini, Halk Edebiyatına yakın gördükleri kadar Divan Edebiyatı'ndan uzak görürler. Şairane bir sanat anlayışını temsil ederler. Toplumsal gerçekçilik anlayışını benimserler. Anadolu'yu her açıdan eserlerinde anlatmak isterler. Şiirlerin basit olamayacağını aksine şiirlerin samimi, derinlikli ve bol benzetmeli olması gerektiği fikrini savunurlar. Temsilcileri Atilla İlhan Ferit Edgü Demir Özlü Ece Ayhan Tahsin Yücel Orhan Duru 7. Hisarcılar 16 Mart 1950'de çıkarılmaya başlanan "Hisar" adlı fikir ve sanat dergisinin etrafında bir araya gelen sanatçıların oluşturduğu topluluktur. Garip akımına bir tepki niteliğindedir. Halk Edebiyatı'na bağlıdırlar. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmaya özen gösterirler. Doğa sevgisi, aşk, yurt sevgisi ve kahramanlık konularını eserlerinde kaleme alırlar. Sanatçının dilinin yaşayan dil olması gerektiğini savunup herkesin bu dili anlaması gerektiği görüşünü savunurlar. Hisarcılar, ölçü ve kafiyeye ayrı bir önem atfederler. Sanatçının bağımsız ve ulusal olması gerektiği fikrini savunurlar. Temsilcileri Munis Faik Ozansoy Mehmet Çınarlı İlhan Geçer Mustafa Necati Karaer Nevzat Yalçın Bahattin Karakoç Gültekin Samanoğlu Bekir Sıtkı Erdoğan Yavuz Bülent Bakiler 8. İkinci Yeni Şiiri "Yeditepe" ve "Pazar Postası" dergileri etrafında bir araya gelen bazı şairlerin oluşturduğu bir akımdır. Garip akımına tepki olarak doğar. İnsanın bilinçaltına inerler. İkini Yeni Şiiri'ni savunanlar insan, doğa ve görünümü yeni bir söyleyişle oluştururlar. Halkın kültür ve folklorundan uzaklaşırlar. Yalnızlık, karamsarlık, bunalım kavramları en fazla işledikleri kavramlar olur. Şiirdeki üslubun konuşma dilinden uzak ve özgün olması gerektiğini savunurlar. Garip akımında görülen sıradanlık ve basitlikten ayrılırlar. Aydın kesimin ve elit tabakanın zevkine hitap ederler. Garip ve yoksulun yerine aydınlara seslenmeyi esas alırlar. Şiirde öyküleyici anlatım yerine kapalı ve soyut anlatımı tercih ederler. Dolayısıyla şiirde konu ve olayı atarlar. Kısacası şiirin öykü olamayacağını savunurlar. Şiirde en önemli öğe olarak "imge"yi hayal gösterirler. Şiirin yoruma açık olması gerektiğini savunurlar. Eserlerinde edebi sanatlara çok fazla başvururlar. Şiirde ahengin; ölçü ve uyakla değil anlatım zenginliği ve musiki esas alınarak sağlanmalıdır, fikrini savunurlar. "Nükte" ve "şaşırtma"dan da uzak dururlar. İkini Yeni'yi savunanlar erdem, ahlaki değerler, gerçek gibi kavramların şiirde amaç olmaması gerektiğini ısrarla belirtirler. İkinci Yeni'de sürrealizm akımı gerçeküstücülük etkili olur. Farklı imge, soyutlama ve çağrışımlarla yeni bir söyleyişi amaçlarlar. Bunu oluşturmak için de duyulmadık yeni kelimeler kullanırlar. Cehennet, üvercinka, aparthan vb. Temsilcileri Cemal Süreya İlhan Berk Ece Ayhan Edip Cansever Turgut Uyar Sezai Karakoç Ülkü Tamer 9. 1960 Sonrası İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir 1960 Sonrası Toplumcu Şiir, 1961 anayasasının oluşturduğu ortamın ürünüdür. Bu dönemin temsilcileri şiiri ideolojik bir çizgiye çekip kendilerini toplumun sözcüsü sayarlar. "Yeni Gerçek", "And", "Halkın Dostları", "Militan" gibi dergiler etrafında bir araya gelen şairler, şiirle ilgili düşüncelerini bu dergilerde anlatmaya çalışırlar. Eserlerde bunalım, yalnızlık, problemler yerine; geleceğe duyulan kuvvetli inanç, direnme ve isyan gibi temalar işlenir. Marksist felsefeyi benimseyen toplumcu gerçekçi şairler, çoğunlukla sosyal ve güncel siyaseti işlerler. Şiirlerde sloganı önemli bir unsur olarak ön plana çıkarırlar. Hapis cezası alıp hapse girmek şairler için bir ayrıcalık halini alır. Dönemin şiirinde yerleşik düzene karşı bir başkaldırı görülür. Sanata, ideolojik bir yaklaşım görülür. Estetik, ikinci planda kalır. Kentleşme, kentleşme sorunları, işçi sınıfı, kadın, kadın hakları temaları en çok işlenen konular arasında yer alır. Şiir dili ve anlatımında aşırılıktan kaçınan şairler, yalın, açık ve anlaşılır bir dil kullanmayı tercih ederler. Biçimden çok içeriğe önem verirler. Temsilcileri İsmet Özel Ataol Bahramoğlu Süreyya Berfe Nihat Behram Refik Durbaş Ahmet Oktay 10. 1980 Sonrası Türk Şiiri Bu dönemde siyasi ve sosyal açıdan büyük bir değişim olduğundan ortak özelliklere sahip bir hareket oluşmaz. İnsani duyarlılık ve evrensel değerler şiirde ön plana çıkar. Büyük şehirlerde yaşayan kişilerin şehir ve insana yabancılaşması, teknoloji ile gelenekler arasında bocalamaları eserlerde işlenen en önemli temalar olur. Bu dönemin önemli şahsiyetleri geleneksel birikimin önemine vurgu yapar. İkinci Yeni hareketinin imge anlayışı devam ettirilir. Uzak çağrışımlar yeniden değer kazanmaya başlar. İdeoloji kavramı şiirde öne çıkar. İçerik ikinci planda kalır. Yapı ve söyleyişe çok fazla önem verilir. Şiir, düzyazıya yaklaştırılır. Karmaşık ve bir o kadar da kapalı olan bir anlatım benimsenir. Biçim ve ölçü bakımından halk ve divan şiirine müracaat edilir. Zaman zaman tasavvuftan da faydalanma yoluna gidilir. Temsilcileri Haydar Ergülen Hüseyin Atlansoy Murathan Mungan Küçük İskender Sunay Akın 11. Cumhuriyet Dönemi'nde Halk Şiiri Cumhuriyet Dönemi'nde halk kültürüne çok fazla önem verilir. Özellikle folklor alanıyla ilgili araştırmalar bilimsel bir hüviyete kavuşur. Gelenekselin yanında yeni ve aynı zamanda güncel konulara da yer verilir. Bu dönemde de halk şairleri usta-çırak ilişkisi dâhilinde yetişir. Şairler, şiirlerini saz eşliğinde söylerler. Bazı şairler saz çalma geleneğine uymayıp şiir yazmaya yönelir. Abdürrahim Karakoç gibi. Şairler, bazı şiirlerinde sosyal sorunlarla ilgili halkın bakış açısını yansıtırlar. Divan şiirinin etkisiyle Arapça-Farsça sözcüklerin kullanımı oldukça azalır. Temsilcileri Âşık Veysel Şatıroğlu Âşık Murat Çobanoğlu Âşık Mahzuni Şerif Âşık Şeref Taşlıova Âşık Feymani Abdürrahim Karakoç B. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nda Anlatmaya Bağlı Metinler Hikâye-Roman 1. Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Sanatçılar Bu anlayışı sürdüren roman ve öykülerde I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele Dönemi ve akabinde Atatürk ilke ve inkılaplarının Anadolu'ya benimsetilmesi ile ilgili konular ele alınır. Anadolu halkının yaşantısı, yanlış Batılılaşma'dan kaynaklanan ahlak bozuklukları, hurafeler, halk-aydın ilişkisi eserlerde işlenen konular olarak öne çıkar. Bu dönem eserlerinde realizmin etkisi görülür. Hikâyede klasik olay tekniği esas alınır. Milli Edebiyat'ın belkemiğini oluşturan yazarlar bu dönemin de önemli yazarları arasında yer alır. Milli Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren sanatçılar Halide Edip Adıvar Reşat Nuri Güntekin Yakup Kadri Karaosmanoğlu Refik Halit Karay Memduh Şevket Esendal Mithat Cemal Kuntay Nihat Sırri Örik Cevat Şakir Kabaağaçlı Aka Gündüz Emine Işınsu Tezkan 2. Toplumcu Gerçekçi Anlayış ve Toplumcu Gerçekçi Eserlerin Özellikleri Anadolu köy ve kasabalarının sorunlarını anlatan toplumcu-gerçekçi roman ve öykü, 1940'lı yıllardan sonra köyü ve köy insanını merkeze alır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Yaban" isimli eseri köy gerçekliğini gözler önüne serer. Anadolu, artık İstanbul'da oturup hayal edilerek yazılan bir yer olmaktan çıkar. Anadolu, bizzat gözlemlenerek eserlerde yer edinmeye başlar. 1950'li yıllardan itibaren "köy romanı" sosyalist düşüncenin etkisiyle ideolojik bir cenahta gelişir. Köylerdeki toprak kavgaları, ağa-köylü, zengin-fakir, öğretmen-imam çatışması, kentlere göç ve bunun sonucunda verilen ekmek kavgası eserleri süsler. Hikâye ve romanda ideolojik kurgular yer alır. Köy enstitülerinden mezun olan öğretmen kökenli yazarlar, köy ve köylüyü esas alarak köy edebiyatı hamlesine öncülük ederler. Eserlerde köylü ağzı, konuşma dili, bölgesel şive özellikleri göze çarpar. İşçi sınıfı eserlerde yer almaya başlar. Sanat, amaç değil araç olarak görülür. Yazarın kendi görüşlerini okuyucuya benimsetmesi asıl amaç olur. Bazı yazarlarımızca bazı yöreler özellikle ön plana çıkarılır. Kemal Bilbaşar Doğu Anadolu'yu, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal Çukurova bölgesini, Necati Cumali Batı Ege'yi eserlerinde işler Bu anlayışın savunucuları olan başlıca yazarlar Sabahattin Ali Samim Kocagöz Sadri Ertem Kemal Bilbaşar Orhan Kemal Yaşar Kemal Kemal Tahir Aziz Nesin Fakir Baykurt Talip Apaydın Dursun Akçam Necati Cumali Mahmut Makal 3. Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler Olaylar ve insanlar esas alınarak bireyin iç dünyası yani bireyin psikolojik yönü ön plana çıkarılır. Psikolojik roman ve öyküde, bireyin iç dönüşümünü ve manevi olarak yeniden doğuşunu işlerler. "Olay" ikinci planda kalır. Bireyin ruh hali ve iç çatışmaları psikolojik tasvirlerle anlatılır. Romanlarda geçmiş ile yaşanılan an çatışması işlenir. Yazarlar, eserlerinde özellikle bilinç akışı, iç konuşma tekniklerini kullanır. Yer yer tasavvufa değinirler. Bireyin iç dünyasını esas alan sanatçılar Peyami Safa Ahmet Hamdi Tanpınar Abdülhak Şinasi Hisar Tarık Buğra Samiha Ayverdi Mustafa Kutlu Halikarnas Balıkçısı 4. Modernizmi Esas Alan Eserler Modernizmi esas alan yapıtlarda geleneksel anlatım ve yapı reddedilir. Modernizm kısaca, "geleneksel olanı reddetme tavrı" olarak tanımlanır. Modernizmin doğuşunda I. ve II. Dünya Savaşı'nın insanlar üzerindeki yıkıcı etkisi rol oynar. Duygu, düşünce ve davranışlarıyla insanın karmaşık bir varlık olduğu kabul görür. Huzursuzluk üzerine kurulan hayatlar, kişinin bunalımları ve toplumla çatışmaları, bireysel yalnızlık, topluma sırt çevirme, eserlerde işlenen ana konular olur. Roman ve hikâyelerde alegorik anlatım, çağrışım ve şiirsel anlatım benimsenir. Modernist yazarlar gerçeklik, düş, bilinç ve bilinçaltını yoğurarak eserlerini oluştururlar. İnsanın geleneklere başkaldırması ve toplumdan kaçışı ele alınır. Bilinç akışı, iç konuşma ve iç diyalog gibi teknikler kullanılır. Modernist romanda geleneksel roman anlayışında yer alan neden-sonuç ilişkisi ortadan kalkar. Romanın en başta başlaması veya belirli şekilde sonlanması kuralına bağlı kalınmaz. Modernist yazarlar Kafka, Camus, Sartre'nin varoluşçuluk akımından etkilenirler. Modernizmi esas alan başlıca yazarlarımız Haldun Taner Sait Faik Abasıyanık Yusuf Atılgan Vüs'at O. Bener Bilge Karasu Attila İlhan Nezihe Meriç Adalet Ağaoğlu Rasim Özdenören Ferit Edgü Füruzan Oğuz Atay Orhan Pamuk Latife Tekin Pınar Kür Oktay Akbal İnci Aral Ayşe Kulin Selim İleri Hasan Ali Toptaş İhsan Oktay Anar Nazlı Eray Ayla Kutlu Elif Şafak Tomris Uyar Tahsin Yücel Oya Baydar B. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nda Göstermeye Bağlı Metinler Tiyatro Türkiye'de modern anlamda tiyatro "Darülbedayi"nin kurulmasıyla başlar. Muhsin Ertuğrul, tiyatronun ülkemizde çağdaş bir hüviyete kavuşmasında ilk ve en önemli katkıyı sunar. Cumhuriyet'in ilkelerini halka aktarmada tiyatro bu dönemde bir araç olarak görülür. Cumhuriyet Dönemi'nde tiyatro yaşamı olduğu gibi değil görünmeyen iç yüzüyle yansıtır. Kadın oyuncuların sayısı ve etkinliği artmaya başlar. Çocuk tiyatrosu ile ilgili çalışmalar yapılır. Tiyatroda Batı modeli benimsenir. Tiyatronun kurumsallaşmasında büyük merhaleler kaydedilir. Aile trajedileri, gelenekler, büyük şehirlere göçün oluşturduğu olumsuzluklar, toplumda mevcut adaletsizlikler, Osmanlılardaki yanlışlıklar ve daha sonraki yıllarda işçi sorunları tiyatrolarda konu olarak işlenir. Cumhuriyet Dönemi Türk tiyatrosunda oyun yazarlığı büyük bir gelişme gösterir. Sade ve anlaşılır bir dil tercih edilir. Nazım-nesir karışık oyunlar yazılır. Geleneksel ile modern tiyatronun özelliklerinin birlikte yer aldığı tiyatro eserleri ortaya konur. Cumhuriyet Dönemi tiyatrosuyla absürt ve epik tiyatro türlerinden yararlanma yoluna gidilir. Tiyatro türünde ön plana çıkanlar Orhan Asena Refik Erduran Recep Bilginer Turan Oflazoğlu Güngör Dilmen Turgut Özakman Cevat Şakir Başkut Tarık Buğra Haldun Taner C. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nda Öğretici Metinler Cumhuriyet Dönemi ile birlikte deneme, gezi, günlük, söylev, anı ve mülakat türü büyük bir gelişme gösterir. Bu türler bir nevi bu dönemde tanınmıştır, denilebilir. Günlük konuşma dilinden yararlanılır. Açık, sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Arapça ve Farsça sözcüklere çok az yer verilir. Yazarlar, öncelikle geniş kitlelere ulaşmayı amaçlarlar. Bu devrin öğretici metinlerinde edebi sanatlar, süslü ve kinayeli anlatım çok az yer bulur. Dolambaçlı anlatımdan uzaklaşıldığı için dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır. Somut ve nesnel anlatım esas alınır. Öğretici metinlerde ön plana çıkanlar Nurullah Ataç Suut Kemal Yetkin Sabahattin Eyüboğlu Mehmet Kaplan Salah Birsel Cemil Meriç Pertev Naili Boratav Eflatun Cem Güney Şevket Süreyya Aydemir Şevket Rado İskender Pala Nihat Sami Banarlı İsmail Habip Sevük Ayrıca bakınız Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir 2. Serbest Nazım ve Toplumcu Gerçekçi Şiir 3. Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir Memleketçiler 4. Birinci Yeni Garipçiler 5. Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şairler 6. Maviciler 7. Hisarcılar 8. İkinci Yeni Şiiri Sonrası İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir Sonrası Türk Şiiri 11. Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Anlatmaya Bağlı Metinler Hikâye-Roman Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Göstermeye Bağlı Metinler Tiyatro Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Öğretici Metinler Cumhuriyet Dönemi Genel Özellikleri Osmanlı Devleti’nin siyasi, askeri ve ekonomik açıdan Avrupa’nın gerisinde kalması devlet büyüklerini bazı tedbirler almaya zorlamış, bu alanlarda Avrupa’nın nasıl geliştiğinin öğrenilmesi için bazı gençler oraya gönderilmiştir. Avrupa’ya özellikle Fransa’ya giden gençler oradaki edebiyata hayran kalmış ve dönüşlerinde, gördükleri yenilikleri Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Değişiklikler önce siyasi alanda görülmüştür. Edebiyat alanında yapılan değişikliklerle belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır. Cumhuriyet dönemi edebiyatı, Milli Edebiyat'tan kesin hatlarla ayrılmamaktadır. Çünkü Milli edebiyat sanatçıları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında en önemli eserlerini vermişlerdir. Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri, Refik Halit ve daha birçoğu Cumhuriyet’in ilk elli yılına damgalarını vurmuşlardır. Ancak Cumhuriyet’in ilanıyla çok hızlı bir şekilde yapılan devrimler, Türk aydını takip etmekte zorlandığı bir siyasi değişim yaşamıştır. Latin harflerin kabulü, eski yazı ve yeni yazı kargaşası ortalığı karıştırmaya yetiyordu. Böyle bir ortamı, öncekilerden ayırmak için 1923 yılını hala devam eden bir edebiyat döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. Cumhuriyetin ilanından sonra edebiyatımız, çağdaş anlayışlar doğrultusunda gelişmesini başarıyla sürdürmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında Beş Hececiler’ olarak adlandırılan şairler topluluğu, en parlak dönemlerini yaşamaktaydı. Yine bu yıllarda Kurtuluş Savaşı’nın etkisiyle edebiyatta genel olarak Anadolu’ya bir yönelim başlar. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı, Divan edebiyatının terk edilmesinden sonra teşekkül eden Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati ve Millî Edebiyat adlarıyla anılan edebiyat tarzları vasıtasıyla oluşturulan zemin üzerine kurulmuştur. Cumhuriyet devri edebiyatının ilk dönem eserleri değişen siyasî, sosyal ve kültürel çerçevenin etkilerini taşır. Dildeki sadeleşme hareketi artık yerleşmiştir. Aruz bırakılarak hece kullanılmıştır. Şiirde ve düz yazıda toplumun her kesiminden gelen sanatçılar sayesinde konular oldukça genişletilmiştir. Buna bağlı olarak mekânlar da çeşitlilik kazanmıştır. Anadolu’ya daha çok yer verilmiştir. Roman ve hikâyelerde toplum sorunları, gözleme dayanan bir gerçeklikle anlatılmıştır. Kurtuluş Savaşı ve bu dönemdeki toplum hayatı da konu edilmiştir. Tiyatro eserlerinde de millî konular işlenmiştir. 1 Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış dildeki sadeleşme çalışmaları aralıksız olarak sürmüştür. 2 Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış gerçekçi bir anlayış güdülmüştür. 3 Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır. Yine bu dönemde şiirin biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır. 4 Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türlerde önemli gelişmeler olmuştur. 5 Cumhuriyetin kuruluşuyla 1940 İkinci Dünya Savaşı yılları arasında eser veren şair ve yazarlar genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla yerli’ ve halka doğru’; veya Batı’nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kişisel yollarında yürümüşlerdir. 6 Cumhuriyet edebiyatının temelinde İstiklal Savaşı ve Atatürk devrimleri vardır. Şiirler, romanlar, hikayeler bu iki konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak duygu ve heyecan geliştirmeye yönelik bu çabalar Milli edebiyatın bir devamı niteliğindedir. 7 Milli edebiyatla başlayan halka inme, Anadolu’yu tanıma çabası bu dönemin edebiyatında ana ilkelerden olmuş, Türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir. Artık edebiyat İstanbul’un sınırlarını tamamen aşmıştır. 8 Yeni kurulan devlet ile yapılan bazı devrimleri halka tanıtmak ve benimsetmek görevi Cumhuriyet dönemi sanatçılarına düşmüştü. Sanatçı, siyaset ile halk arasında bir köptü olmuş, devrimleri yorumlamış, açıklamış ve savunmuştur. 9 Yeni dil ve eski dil tartışmaları Cumhuriyet ile noktalanmış, siyasi güç, olayı tekeline almış ve Türk Dil Kurumu’nu kurarak dilde geri dönülmez bir yenileşmeye yoluna bazen çok aşırıya gidilerek halkın anlayamadığı kelimeler dile konularak Türkçe yabancı bir dil haline gelmiştir. 10 Cumhuriyat’tan önce sadece sempati duyulan Türk Halk sanatları ve folklörü ön plana alınmış, öncekilerin küçümsediği Karacaoğlan’ın, Yunus’untarzı örnek alınmıştır. Artık harf benzerliği de kurulan Batı edebiyatı daha yakından takip edebiyatı, batı edebiyatının yeniliklerini, akımlarını uygulamaya başlamıştır. Benzer Yazılar Cumhuriyet dönemi edebiyatı, Millî Edebiyat’tan kesin hatlarla ayrılamamaktadır, çünkü Millî Edebiyat devri sanatçıları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında en önemli eserlerini vermişlerdir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip, Reşat Nuri, Refik Halit ve daha birçoğu Cumhuriyet’in ilk 50 yılına damgalarını vurmuşlardır. Cumhuriyet’in ilanını takiben hızlı bir şekilde yapılan dil ve harf devrimleriyle Latin harflerine dayalı yeni alfabenin kabulü ve dilde özleşme, 1920’li yıllarda başlayan ve hâlen devam eden bir edebiyat döneminin başlangıcı olarak kabul ÖzellikleriCumhuriyet Dönemi Edebiyatının temelinde İstiklal Savaşı ve Atatürk devrimleri vardır. Şiirler, romanlar, hikâyeler bu iki konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılıdır. Millî duygu ve heyecan geliştirmeye yönelik bu çabalar Millî edebiyatın bir devamı edebiyatla başlayan halka inme, Anadolu’yu tanıma çabası bu dönemin edebiyatında ana ilkelerden olmuş, Türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir. Artık edebiyat İstanbul’un sınırlarını tamamen aşmıştır. Romanda ve öyküde toplum sorunları, gözleme dayanan bir gerçekle kurulan devlet ile yapılan bazı devrimleri halka tanıtmak ve benimsetmek görevi Cumhuriyet dönemi sanatçılarına düşmüştü. Sanatçı, siyaset ile halk arasında bir köprü olmuş, devrimleri yorumlamış, açıklamış ve dil ve eski dil tartışmaları Cumhuriyet ile noktalanmış, siyasi güç, olayı tekeline almış ve Türk Dil Kurumu’nu kurarak dilde geri dönülmez bir yenileşme yoluna önce sadece sempati duyulan Türk Halk sanatları ve halkbilimi ön plana alınmış, öncekilerin küçümsediği Karacaoğlan’ın, Yunus’un tarzı örnek alınmıştır. Artık harf benzerliği de kurulan Batı edebiyatı daha yakından takip edilmiştir. Türk edebiyatı, Batı edebiyatının yeniliklerini, akımlarını uygulamaya Döneminde Roman ve Öykü Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı Türkiye’nin gerçeklerine gittikçe genişleyen ölçüde Yurdun bütün bölgelerinde kentlerdeki, köylerdeki yaşamı ve insan ilişkilerini, yurtdışına göçen işçileri ele Her sınıftan, her yaşam biçiminden gelen kahramanları canlandırdı. Onları kuşatan toplumsal bozuklukların giderilmesi için öneriler Dil devrimi, edebiyatı yakından etkiledi. Türetilen ya da canlandırılan sözcükler yanında bölge ağızlarından sözcükler ve anlatım biçimleri de edebiyata Halk söyleyişleri, anlatımı kadar dünya edebiyatlarından türlü eğilimlerden, deneylerden izlenimler Cumhuriyet’in kuruluşunu ele alan eserler Kadri yakın tarihte oluşan, kendi tanık olduğu olaylara dayanarak toplumdaki değişmeleri, siyasal yaşamdaki çalkantıları, çatışmaları ele alan romanlar yazdı. En etkili romanı ise köylü ve aydın çelişkisini anlatan Yaban 1932 ilk 10 yılında Kurtuluş Savaşı’na katılan halk ve aydınlar, yeni döneme ayak uydurmaya çalışan çıkarcılar ve işbirlikçiler, batı uygarlığı karşısında geleneksel ahlakın ve yerleşik değerlerin tartışılması, toplumdaki değişmelerin, batılılaşmayı yanlış anlamanın yıkıcı etkileri gibi toplumsal konulara bireysel sorunlar, ruhçözüm deneyleri Şevket Esendal’ın Ayaşlı ve Kiracıları 1934 romanı başkent Ankara’nın Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki yaşamını tutkunu olan Sait Faik, kendi yaşadığı Burgaz Adası’nın Rum balıkçılarını, kentin küçük insanlarını geniş bir insan sevgisiyle yandan üretim biçimine, üretim biçiminde değişmenin yaşamı nasıl etkilediğine dikkati çeken ilk yapıt Sadri Ertem’in Çıkrıklar Durunca 1931 adlı köy Ali, Kuyucaklı Yusuf romanıyla 20 yıl kadar sonra gelişecek köy romancılığına öncülük etti. Köylüleri, düşkün kadınları, toplumsal sınıflar arasındaki çelişkileri ele alan öyküler kaleme Döneminde Şiir Şiirde, Millî Edebiyat akımından hece veznini devralan kuşak Kemalettin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı vs küçük duyarlılıkları, doğa ve yurt güzelliklerini konu yetkinliğine, arı şiire yönelen çalışmalar folklordan Ahmet Kutsi Tecer, tarihin yanı sıra psikolojiden Ahmet Hamdi Tanpınar Ahmet Muhip Dıranas ya da günlük yaşamdan sahnelere, yaygın izlenimlere, duyarlığa Cahit Sıtkı Tarancı veznini kullanmada ulaşılan ustalığa yeni kalıplar, duraksız uygulamalar A. M. Dıranas, C. S. Tarancı iç dünyasına yönelik araştırmalar, gizemci düşünceler dile getirildi Necip Fazıl Kısakürek.Nâzım Hikmet’ın vezni, geleneksel kalıpları kıran şiiri, biçimsel özellikleri kadar politik görüşe bağlı içeriğiyle de yenilik oluşturdu. Bu yenilikçi şiir zamanla halk şiirinden, divan şiirinden, hatta çağdaşı Garip şiirinden etkiler aldı öykünün olanaklarından yararlanıldı, yerel ve evrensel değerlerle hareketinin temsilcileri Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet, Oktay Rıfat şiirde süregelen aşırı duyarlığa, şairaneliğe karşı çıktılar, vezinsiz şiiri Dönemi Edebiyat Akımları1. Beş Hececiler2. Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir3. Yedi Meşaleciler4. Garip hareketi Birinci Yeni5. Serbest nazım ve toplumcu şiir6. İkinci Yeniler7. İkinci Yeni sonrası toplumcu şiir8. Hisarcılar Next Post Genel Çözümlü Paragraf Soru BankasıCum Eki 9 , 2020Bu kitap, TYT-KPSS ve ALES sınavlarına hazırlanan adayların üst düzeydeki paragraf sorularını bilinçli çözmelerini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Her paragraf sorusunun ayrıntılı çözümleri yapılmış ve adayların paragraf sorularını çözmek için uygulayacakları stratejiler gösterilmiştir. Konu başlıkları altında özet bilgiler verilerek “paragraf” kavramı tüm yönleriyle tanıtılmıştır. Kitabımız ÖSYM’nin yeni tip soru anlayışına uygun […] Oluşturulma Tarihi Ağustos 24, 2021 0344Cumhuriyet dönemi edebiyatı Türk tarihinde önemli bir yere sahip devirdir. Bu dönemde Cumhuriyetin ilanından sonra akımlar başlamış ve çağdaş anlayışlar kendini göstermiştir. Dönemdeki eserlerde Kurtuluş Savaşının etkileri görülmektedir. Dönem halkının özelliklerine ve Anadolu bölgesine ağırlık verilmiştir. Dönem 1923 ile 1940 yılı arasını kapsamaktadır. Fakat 1940 yılından sonra da etkileri görülmeye devam etmiştir. Cumhuriyet dönemi tiyatro özellikleri nelerdir, Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarları ve tiyatro örneklerini dönemi Türk edebiyatı eğitim yaşamımızda Türk Dili Ve Edebiyatı dersinde dönemsel olarak verilmiştir. Bu dönemdeki her sanatsal tür ayrı ayrı incelenmiş savaşın etkileri aranmıştır. Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Özellikleri Nelerdir? Belge ve kaynaklarda Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosunun genel özellikleri verilmiştir. İşte dönemin Türk tiyatrosunun genel özellikleri şöyle sıralanmaktadırTiyatro eserlerinde ruhsal çatışma ve çelişki kavramları daha çok verilmeye eserlerinde işlenen konular arasında kadın ve erkek, çocuk ve aile, imam ve muhtar, ağa ve köylü, öğretmen yer eserlerindeki konuşma dili canlı, açık, sade ve anlaşılır bir eserlerinin yazım biçimi özelliğini vermek gerekirse nazım ve nesir karışık olmak üzere eserler eserlerinin türleri araştırıldığında dönemde her türden eser verilmiştir. Bu türlerde komedi, trajedi ve dram konular sahnelenmiştir. Aynı zamanda bireysel konular da duygu ve düşünceler şeklinde göz, orta oyunu gibi tiyatro eserlerinde hem modern tiyatro hem de geleneksel tiyatronun özellikleri bir arada tiyatro eserlerinde duygusallığın yanı sıra akılcılık ve bilim ön dönemine geldiğimizde tiyatro alanındaki eserlerin teknik yönden güçlendiği eserlerinin sahnelenmesinde bu dönemde artık teknoloji imkanlarından eserlerinin üretilmesinde epik ve absürt türlerinden Dönemi Tiyatro Yazarları Ve Tiyatro Örnekleri Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarlarının tiyatro eserlerine yer vermeden önce dönemin tiyatro yazarlarının sıralanması ve bilinmesi gerekmektedir. Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarları şöyle sıralanmaktadırCevdet AndayNazım KurşunluCahit AtayHaldun TanerTuran Oflaz OğluOrhan AsenaEkrem Reşit BeyGüngör DilmenReşat Nuri GüntekinFaruk Nafız ÇamlıbelAhmet Kutsi TecerVedat Nedim TörFaruk Nafız Çamlıbel içerik ve tema açısından hece vezniyle tiyatrolar yazmıştır. Bu tiyatro eserli Canavar, Akın Kahraman olarak bilinmektedir. Vedat Nedim Tör, Siyah Beyaz, Sanatkar Aşkı, Kadın Asker Olursa, Kör, Değişen Adam, Aşağıdan Yukarı, Sahte Kahramanlar gibi daha pek çok tiyatro eserleri Cumhuriyet döneminde görülmektedir. Reşat Nuri Güntekin Cumhuriyet dönemini romanlarında işlediği kadar tiyatro eserlerinde de işlemiştir. Bir Yağmur Gecesi, Vergi Hırsızı, Bir Kır Eğlencesi, Eski Borç, Göz Dağı, Bir Köy Hocası, Taş Parçası, Gazeteci Düşmenı gibi pek çok tiyatro eseri Cumhuriyet dönemine aittir. Ahmet Kutsi Tacer ise bu dönemde Köşe Başı, Koç Yiğit Kör Oğlu, Bir Pazar Günü, Yazılan Bozulmaz ve Satılık Ev tiyatro eserlerini edebiyatımıza kazandırmıştır. Cevdet Anday İçeridekiler, Mikodo'nun Çöpleri, Dört Oyun gibi pek çok tiyatro eserini Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna vermiştir. Nazım Kurşunlu ise Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna Branda Bezi, Çığ, Fatih, Merdiven, Analar Babalar Okulu, Gecikenler, Kör Dadı, Melekler Ve İnsanlar tiyatro eserlerini bırakmıştır. Orhan Asena da Yalan, Fadik Kız, Bir Kadın Üzerine Çeşitlemeler, Gılgamış, Korku, Tanrılar Ve İnsanlar, Yıldız Yargılanması gibi pek çok tiyatro eserini Cumhuriyet dönemine bırakmıştır. Güngör Dilmen Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna Ayak Parmakları, Devlet Ve İnsan, Ben Anadolu, Kurban, Ak Tanrılar, Canlı Maymun Lokantası gibi pek çok tiyatro eserini sunmuştur. Bu içeriği kullanabilmeniz için üye olmanız ve eğitim paketi satın almanız gerekmektedir. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Genel Özellikleri 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile başlayan, günümüze kadar gelen ve hâlâ devam eden döneme Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı denir. Konuya Geri Dön

cumhuriyet dönemi edebiyatı genel özellikleri