HalbukiRomanov cinsi koyunların çoğalması akıllara durgunluk verecek kadar hızlıdır.-Yılda iki kez doğuran Romanov Koyunları bir seferde, -6 adede kadar kuzu vermektedir. Beslenme durumuna göre kuzu sayısı artmaktadır.--Romanov Koyunlarının eti çok lezzetli ve kokusuzdur. Genel olarak eti için yetiştirilmektedir.
WhatsApp'ı bilgisayarda kullananlara müjde: Yeni araç geliyor. WhatsApp, masaüstü uygulamasının içerisinde yer alan fotoğraf editörüne blur (bulanıklaştırma) aracı ekliyor. Beta sürümünde ortaya çıkan bu özellik sayesinde. Megabayt Haber 29.06.2022 - 15:09 129. A - A +.
Alt bölge tayin dilekçesi personelin görev yaptığı hastane ise Başhekimliğe, İl Sağlık Müdürlüğü ise müdürlüğe hitaben yazılmalı, makamın adı mutlaka büyük harflerle yazılmalı, adres kısmında yer alan kelimelerin ilk harfi büyük kalan harfleri ise küçük olmalıdır. Detaylı örneği görmek için alt bölge
nasılyapılır nedir kimdir moda sağlık güzellik iş ve kariyer hakkında her türlü bilgi sitemizde sizleri bekliyor. Her gün yepyeni bilgiler ekleniyor. e-iyi.com nedir, nasıl yapılır, kimdir, faydaları, bilgi paylaşımı ve güncel konular
İstanbulda yapılan bazı pilavlar renklendirildiği için, saru dâne, yeşil dâne, kızıl dâne, dâne-i nardeng veya siyah dâne olarak isimlendirilmişlerdir. İstanbul halkı günde iki öğün yemek yerdi. Sabah kahvaltısı kuşluk vaktinde yapılır, akşam yemeği ise ikindi namazını müteakip yenirdi.
Koyunlarher zaman temiz ve taze suya ulaşacak şekilde su kaynakları bulundurulmalıdır. Su kaynakları her gün temizlenmeli, kışın donuyorsa, hayvanlara sıcak su temin edilmelidir. Koyunların gerek büyümesi gerekse üreme ve verim performanslarında en pahalı ve miktarı en yüksek besin maddesi olarak karşımıza enerji çıkar.
n6xwc8. Koyunların beslenmesindeki temel ilkeler * Genel bilgiler Koç katım döneminde besleme Gebelik döneminde besleme Laktasyon döneminde besleme Yemleme Pratiği Otlak yemlemesi Elden yemleme Kaynakça Genel bilgiler [Konu Başlığı] [Sonraki Konu] Koyunlardan elde edilen et, süt, yapağı gibi ürünlerin en yüksek düzeyde üretimi, hayvanların ana ve babalarından gelen üstün yeteneklerinin ortaya konmasına bağlıdır. Bu yetenekli hayvanlara sahip olunsa dahi, bu yeteneğin ortaya çıkmasını sağlayacak çevre koşulları yaratılmaksızın beklenen üretim düzeyine ulaşılamamaktadır. Üretimi belirleyen çevre etmenleri arasında en önemli yeri besleme düzeyi ve niteliği almaktadır. Hayvanların yetenekleri ne kadar yüksek olursa olsun, yem dışında üretimi etkileyen diğer çevre koşulları ne kadar iyi düzenlenirse düzenlensin, yaşamın sürdürülmesi ve ürün üretimi için gerekli besin maddelerinden sadece biri yeter düzeyde hayvana sunulmazsa, üretim olumsuz yönde etkilenmektedir. Besin madde yetersizliği belli bir düzeyi aştığında, üretim gerilemesi yanında hayvanların sağlığıda bozulabilmektedir. Bu nedenle, diğer hayvansal üretim dallarında olduğu gibi, koyun yetiştiriciliğinde de bol, düzenli ve ucuz bir üretimin ilk ve son önemli koşulu, yeterli ve dengeli bir beslemedir. Koyunlar sindirim organlarının anotomik yapısı ve sindirim fizyolojilerinin doğal bir sonucu olarak, doğada çok yaygın olan bitkisel yemlerle beslenirler. Çok hareketli dudakları ve keskin alt kesici dişleri yardımıyla fazla boylu olmayan, yatık çayır-mera bitkilerini dahi kolaylıkla koparıp tüketebilmektedirler. Bol otlu olmayan meralardan yararlanabilmeleri, yem gereksinimlerinin az olduğu yada çok az yemle yaşamlarını sürdürebildikleri anlamına gelmez. Koyunlarda, diğer evcil hayvanlar gibi, yaşamlarını sürdürmek ve ürün üretmek için yeter miktar ve nitelikte yem tüketmek zorundadırlar. Tükettikleri yemle gereksinimlerini nicel ve nitel açıdan yeterince karşılayamazlarsa, canlı ağırlıkları düşer, verimleri geriler ve hastalıklara dayanıksız olurlar. Doğada kendiliğinden yetiştiği, her hangi bir emek ve masraf yapılmadığı için en ucuz yem kaynağı olan çayır ve meralar, koyun beslemenin esas unsurunu oluşturur. Bu nedenle, tüm dünyada ve ülkemizde çayır meralar koyunların yem gereksinimlerinin % 90 gibi çok büyük bir bölümünü karşılamaktadır. Çayır-meradan yararlanma süresi ve şekli, koyunculukta uygulanan üretim ve yemleme sistemini belirler. Koyun yetiştiriciliğinde uygulanan yemleme sistemleri, tümüyle açıkta çayır-mera yemleme ile ağılda elden yemleme arasında değişmektedir. Bu sistemlerde hangisinin uygulanacağı işletmenin çayır-mera varlığına, diğer doğal, teknik ve ekonomik koşullara bağlıdır. Doğal çayır-mera olanakları iyi, iklim koşulları uygun yörelerde koyunculuk hemen hemen tümüyle çayır-meraya dayanır. Bu yörelerde daha çok ekstansif koyunculuğa uygun yapağı et-tipi koyun yetiştiriciliği gelmiştir. Buna karşılık. çayır-mera olanakları sınırlı olan yörelerde et-yapağı yada süt tipi koyunculuk önem kazanmaktadır. Normal koşullarda koyunlar yılda bir kez kuzular. Bunun doğal bir sonucu olarak, yıl içinde hayvanlar çiftleşme, gebelik ve laktasyon gibi farklı fizyolojik koşullarda bulunurlar. Bu durum yıl içinde koyunların beslenmelerini etkiler. İki kuzulama arasında geçen süre içinde koyunların beslenmelerinin düzenlenmesi, hayvanların fizyolojik durumuna bağlıdır. Çiftleşme koç katımı döneminde, gebeliğin ilk üç ayı boyunca, gebeliğin son iki ayı, süt üretim dönemi laktasyon ve laktasyondan sonra ikinci,koç katım dönemine kadar geçen süre içinde koyunların besin madde gereksinimlerin karşılanmasında baş vurulabilecek yem kaynakları da farklılık gösterir. Örneğin, ilk ve sonbaharda çayır-mera koyunların beslenmesinde önemli bir yer alırken, yaz aylarında anızlar ve yeşil yem bitkileri, kışın ise kuruot, sap-saman ve yeşil silo yemleri gibi kaba yemle tahıl ve küspe gibi yoğun yemler ön plana geçmektedir. Koyunların beslenmesinde hangi yem kaynağına başvurulursa vurulsun. yıl içinde hayvanların düzenli ve dengeli bir şekilde beslenebilmeleri için, yıl içindeki canlı ağırlık değişimleri, gebelik durumları, döl, süt ve yapağı verimleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Koç katım döneminde besleme [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Evcil hayvanlar arasında döl verimi bakımından, çevre etmenleri ve özellikle beslemeye en bağımlı olan hayvan koyundur. Bu nedenle, koyunlardan yüksek bir döl verimi elde etmek, kısırlığı en aza indirmek için koç katımı döneminde koyunların ve koçların beslenmelerine özel bir ilgi gösterilmelidir. Kısırlığın en aza indirilmesinde, kullanılan koçların nitelikleri, devamlı aşım kondisyonunda bulunacak şekilde bcslenmeleri önem taşımaktadır. Koçlarda olduğu gibi, bu dönemde koyunlara uygulanacak beslemede önemlidir. Çünkü, koyun başına o dönemde üretilecek kuzu sayısını belirleyen anaç koyundur. Koyunun yumurtalığından olgunlaştırılan yumurta sayısı, koyun başına kuzu üretimini belirler. Koçun etkisi, olgunlaşan yumurta hücrelerinin döllenmesinden ibarettir. Yumurta hücresi döllenmediği takdirde üretim olanağı olmaz. Bu nedenle de koçların beslenmelerine özen gösterilmelidir. Koç katımından belli bir süre önce başlayarak koç katım döneminde koyun beslenmelerine özen gösterilir, ek yemleme yapılarak kondisyonları iyileştirilirse, koyunların daha kısa bir süre içinde kızgınlık göstermeleri kızgınlığın toplulaştırılması sağlanır. Bu uygulama ile ayrıca, koyunların birden çok yumurta üretmeleri sonucu ikizlik-üçüzlük gibi çoğuz doğumlar olanağı arttırılır. Bu konuya yönelik çalışmalardan elde edilen bulgulara göre, koç katım döneminde koyunlara uygulanan ek yemleme flushingnin başarısı, koyunların ırk, tip ve yaşlarına, ek yemlemenin süresine ve ek olarak verilen yemlerin miktarına ve niteliğine bağlıdır. Koç katım döneminde uygulanan ek yemlemenin etkinliği, bu uygulamanın süresine ve yoğunluğuna bağlı olarak değişmektedir. Yapılan çalışmalardan elde edilen bulgulara göre, koç katımından 3 yada 4 hafta önceden başlatılan ve koç katımı süresince devam eden bir ek yemleme yeterli olmaktadır. Koç katım süresinin çok uzadığı durumlarda, koç katımından 3-4 hafta önce başlatılan ek yemleme aşımların en yoğun olduğu ilk 2-3 haftası boyunca devam ettirildikten sonra sona erdirilmektedir. Gebelik döneminde besleme [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Koyunlardan daha fazla kuzu üretimi, koyun başına döllü yumurta sayısının arttırılması yanında döllenmiş yumurtaların döl yatağında normal gelişip büyümesine ve bunun sonucu olarak doğum ağırlığı yüksek, sağlıklı kuzulara sahip olmaya bağlıdır. Gebelik boyunca uterus, plasenta, fötüs gelişir, ağırlıkları artar ve bileşimleri değişir. Gebelik başlangıcından bu organların gelişmesi yavaştır. Bu nedenle gebeliğin ilk 2/3’lük bölümünde yani ilk 3 ayında gebeliklerinden dolayı koyunlara ek olarak besin madde verilmez. Fötüs, fötüs zarları ve uterustaki asıl büyük gelişme gebeliğin son iki ayında olur. Örneğin, doğumda herbirinin ağırlığı kg gelen 2 kuzu taşıyan bir koyunda, doğumdan 8 hafta önce fötüste ağırlık artışı günde 40 gram dolayındayken, doğumdan 2 hafta önce fötüste günlük ağırlık artışı 150 grama çıkmaktadır. Gebeliğin son çeyreğinde fötüsteki bu hızlı ağırlık artışına paralel olarak fötüsün anatomik yapısı değişir, çeşitli dokuların birbirlerine göre durumlarında ve fötüsün kimyasal bileşiminde farklılıklar görülür. Fötüste su miktarı azalırken protein, mineral madde, yağ ve enerji miktarları artar. Gebelik boyunca koyunun vücuduna eklenen toplam enerji ve proteinin % 80’i, kalsiyum ve fosforun ise tamamına yakın kısmı fötüste toplanmaktadır. Gebelik döneminde fötüste protein, anadan alınan amino asitlerinden fötüs tarafından sentezlenmektedir. Gebelik ilerledikçe fötüste protein sentezi hızlanmakta, buna bağlı olarak da anaç koyunun protein gereksinimi artmaktadır. Ancak, koyunlar gebeliğin sonuna doğru idrarla attıkları azot miktarını azaltarak yemle verilen proteinden daha iyi yararlanmakta ve fötüste protein sentezi için gerekli kimi eksogen amino asitleri de kendi vücut dokularından mobilize ederek fötüsün gereksinimlerini karşılamada kullanmaktadırlar. Gebeliğin son devresinde fötüste mineral madde, özellikle kalsiyum ve fosfor birikimi hızlanmaktadır. Gebe koyunlar artan kalsiyum ve fosfor gereksinimlerini yemden gelen mineraller ve kemik dokudan mobilize edilen kalsiyum ve fosfordan yararlanarak karşılamaktadırlar. Bu nedenle, kalsiyum ve fosfor yetersizliği kuzuların doğum ağırlığını pek fazla etkilemez. Fakat, gebe koyunların gebeliğin son devreleri ve laktasyon başında kemik dokularından mobilize ettikleri kalsiyum ve fosfor, laktasyondan sonra yerine konmazsa, başka bir deyişle mineral madde yetersizliği birkaç gebelik döneminde tekrarlanırsa koyunların sağlıkları bozulur ve kemik hastalıkları görülebilir. Gebelik döneminde fötüs, fötüsü saran zarlar ve uterusta protein, mineral madde ve yağ sentezlenip biriktirilmektedir. Bu maddelerin sentezlenme enerjiyi gerektirir. Bu nedenle, fötüs geliştikçe enerji gereksinimi de artar. Fötüs, enerji gereksinimini ananın kanından aldığı organik besin maddelerinden, özellikle glikozdan karşılar. Gebeliğin sonuna doğru fotüs glikoz gereksinimi oldukça büyük boyutlara ulaşır. Buna karşılık gebeliğin ileri dönemlerinde koyunların iştahları azalır ve yem tüketimleri geriler. Bunun sonucu olarak koyunlar yeterince organik madde ve özellikle glikoz tüketmeyebilirler. Fötüsün enerji ve glikoz gereksinimi karşılanmayabilir. Bu durumda koyun vücut depo maddelerini glikojen ve yağ doku kullanır. Özellikle ikiz yada üçüz yavru taşıyan koyunlarda fötusün enerji gereksinimini karşılamak için vücut depo maddelerine fazla baş vurulması söz konusu olabilir. Bu durumda koyunlar zayıflar, kuzuların doğum ağırlıkları azalır, meme hazırlığı yeterince yapılamadığı için ve depo maddeleri aşırı kullanılmadığından, laktasyon başında süt üretimi az olur ve hatta kimi zaman fötüsün glikoz gereksiniminin karşılanamamasına bağlı olarak “gebelik zehirlenmesi” ortaya çıkabilir. Laktasyon döneminde besleme [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Koyunlarda laktasyon süresi, laktasyonda üretilen süt miktarı ve bu sütün bileşimi genotipin etkisi altındadır. Yapağı-et tipi koyunlarda laktasyon 3-4 ay kadar sürer. Bu koyunların süt verimleri 100-150 kg. arasında değişir ve bu değişiklikte ırk, bakım-besleme koşullarındaki farklılıklar ve emzirilen kuzu sayısı etkilidir. Birden çok kuzu emziren koyunlar, tek kuzulu olanlardan yaklaşık % 50 daha fazla süt verirler. Sağdan süt tipi koyunlarda ise, laktasyon süresi 6-8 aya ve süt verimi 300-400 yükselebilir. Günlük süt üretimi doğumdan itibaren yükselmeğe başlar ve laktasyonun ilk ayı sonunda en yüksek düzeye ulaşır. Laktasyon ilerledikçe verim düşer. Eldeki hayvan materyaline göre ortalama olarak 4-8 ay sonunda koyunlar sütten kesilirler. Koyun sütü kuru madde ve yağca zengindir. Sütün bileşimi genotip süt verim düzeyi, laktasyon süresi ve bakım-besleme durumuna göre değişir. Laktasyon süresi ilerledikçe sütteki yağ, protein ve kuru madde oranı artar. Koyun sütünün bileşimi mevsimi de bağlıdır. Buna göre, laktasyondaki koyunlara ürettikleri günlük süt miktarı ve sütteki yağ oranına uygun bir besleme yapılmalıdır. Özellikle laktasyonun ilk ayındaki besleme çok önemlidir. Bu dönemde süt verimi sürekli artmaktadır. Fakat, koyunların iştahı düşüktür ve hayvanlar yeteri kadar yem tüketemezler. Bunun sonucu olarak da süt üretimi için gerekli enerji, protein ve mineral maddeleri kendi vücut maddelerini kullanarak karşılar ve canlı ağırlık kaybederler. Canlı ağırlık kaybı, hayvanlara sunulan yemin niteliğine ve süt verimine bağlıdır. İlk 5 hafta boyunca 2 kg kadar ağırlık kaybı normal kabul edilir. Bunun üzerinde bir ağırlık kaybı söz konusu olduğunda günlük yem miktar ve niteliği yeniden düzenlenmelidir. Süt verim yönlü sağılan koyunlarda süt verimi çok yüksek olduğundan, laktasyon başı ağırlık kayıpları daha yüksektir. Bu hayvanlara yiyebilecekleri kadar iyi kalite kaba yem yanında verdikleri süt miktarına göre besin maddelerince zengin, sindirim derecesi yüksek yoğun yemlerde verilmelidir Her litre süt için 100 g S. Protein ve 400 gram Nişasta Yemleme Pratiği [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Otlak yemlemesi [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Koyunlar kurak iklim koşullarındaki zayıf otlaklardan, boş kalan tarım arazilerinde kendiliğinden gelişen bitkilerden, hububat anızları ve diğer çeşitli bitki hasat artığı sahalardan iyi yararlanan hayvanlardır. Genellikle, sığır ve kanatlıların değerlendiremedikleri yem çeşitleri ve otlaklar koyunlar tarafından kıymetlendirilir. Bu nedenle, dünyanın pek çok ülkesinde diğer hayvanların iyi değerlendiremedikleri otlatma alanları koyunlara bırakılır. Koyunlara bırakılan otlatma alanlarının genişliği, buradaki bitkilerin yem değeri ve ek olarak sunulan yemlerin niceliği ve niteliğine bağlıdır. Ayrıca koyunların verim durumları ve canlı ağırlıklarıda önem taşır. Doğal biçenek ve otlaklar en önemli otlatma alanlarıdır. Çeşitli ülkelerde hayvanlardan elde edilen ürünlerin çok büyük bir bölümü doğal biçenek ve otlaklardan üretilen yemlerle sağlanır. Örneğin, Devletlerinde üretilen sığır etinin % 80’i, koyunlardan elde edilen ürünlerin ise % 95’i çayır mera yemleriyle sağlanmaktadır. Bir araştırmaya göre, yurdumuzda hayvanların tükettiği toplam proteinin % 68’i, enerji’nin nişasta birimi % 62’si doğal biçenek ve otlaklardan sağlanmaktadır. Doğal biçenek ve otlaklardaki bitkilerin çok çeşitli olması, koyunlar için ideal bir yem kaynağı oluşturur. Birbirinden farklı kimyasal bileşimdeki bu çeşitli bitkiler koyunların enerji, protein, vitamin ve mineral madde gereksinimlerinin karşılanmasını sağlar. Ancak, koyunların besin madde gereksinimlerinin sadece doğal, biçenek ve otlaklardan tam olarak karşılanması herzaman mümkün olmayabilir. Örneğin, yeni sürgünlerin bol olduğu, çok genç bitkilerden oluşan otlaklarda otlayan koyunların protein ihtiyaçları fazlasıyla karşılanabildiği halde, enerji ve fosfor gereksinimleri tam olarak karşılanamaz. Şu halde bu tip otlaklarda otlayan koyunların enerji ve fosforca zengin ek yemlerle tahıllar takviye edilmesi gerekir. Taze sürgün görülmeyen, yaşlı bitkilerden oluşan otlaklarda ise, koyunların protein gereksinimleri karşılanamaz. Bu durumda proteince zengin ek yemlere küspeler, baklagil daneleri başvurulur. Doğal biçenek ve otlaklarda otlayan koyunlarda kalsiyum yetersizliği çok ender haller görülür. Otlak bitkileri ihtiyacı karşılayacak düzeyde kalsiyum içerirler. İz elementler bakımından otlakların durumu, özellikle ülkemizde çok iyi bilinmemektedir. Ancak otlak otlarında iz element miktarının topraktaki iz element miktarına bağlı olduğu ve iz elementlerce fakir topraklardaki otlaklarda otlatılan koyunlarda, iz element yetmezliğine bağlı aksaklıkların ortaya çıkabileceğini dikkate almak gerekir. En yaygın aksaklıklar, bakır ve kobalt yetmezliği ile molibden ve selenyum fazlalığından ileri gelenlerdir. Biçenek ve otlaklardaki yeşil bitkiler çok iyi bir karoten kaynağıdırlar. Bu nedenle, merada otlatma sırasında vitamin A ve D eksikliğine bağlı arazlar söz konusu değildir. Örneğin, Devletlerinde yapılan bir çalışmada, karotence fakir otlaklarda 6 aydan daha uzun süre otlatılan koyunlarda herhangi bir yetersizliği görülmediği halde, aynı sürede hiç yeşil yem verilmeyen sadece kuru ot ve yoğun yem yedirilen koyunlara vitamin-A takviyesi yapmak gerektiği ortaya konmuştur. Koyunlar için en uygun otlaklar, yüksek yerlerde ve da eteklerindeki yeşil alanlar ile düşük değerli topraklardaki otlaklardır. Sulak, taban arazideki bol otlu otlakların tahsisi hem ekonomik olmaz, hem de akciğer ve mide bağırsak asalaklarıyla bulaşma gibi kimi tehlikeler söz konusu olabilir. Otlakta koyun başına ayrılacak alan, koyunların canlı ağırlığına, verim düzeylerine, otlağın niteliğine ve işletmedeki ek yem durumuna bağlıdır. Yapılan çalışmalara göre, 50-60 kg canlı ağırlıktaki bir koyunun besin madde ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kuru madde de en çok % 26 düzeyinde selüloz içeren 8-10 kg yeşil ot tüketmesi gerektiği ortaya konmuş bulun maktadır. Buna göre otlakta işaretlenen 1 m2 örnek alanlarda ot miktarı saptanarak, koyun başına tahsis edilecek alan hesaplanabilir. Otlakta, yeşil ot üretimi yeterli değilse, hayvanlara mutlaka ek yem vermelidir. Ek olarak kaba yemlerden yararlanılabildiği gibi, yoğun yemlere de başvurulabilir. İlkbaharda sabah meraya çıkarılmadan önce koyunlara bir miktar kuru ot verilmelidir. Ek yem olarak yoğun yemler kullanılıyorsa, özellikle fosfor ve iz elementlerce takviye edilmelidir. Otlak otlarında kuru madde ve selüloz düzeyi artıkça hayvanların iştahı azalır ve yeteri kadar yem tüketemezler. Örneğin, hem selüloz düzeyi kuru madde de % 30’u aştığında otlaktaki toplam otun l/3’ü hazır bulundurulmalı ve zaman zaman hayvanlara tuz yedirilmelidir. Otlakta koyun başına günde 2 litre su ve 1-2 gram NaCI hesaplanmalıdır. Otlakta mineral madde gereksinimlerinin karşılanmasında Ca, P, Na ve iz elementleri dengeli şekilde içeren yalama taşlarından yararlanılması uygundur. Elden yemleme [Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu] Meradan yeterli yararlanma olmadığı zaman ve durumlarda koyunların besin madde ihtiyaçları işletmede üretilen kaba ve yoğun yemlerle karşılanır. Koyun beslemede en çok başvurulan yemler, iyi kaliteli kuru çayır otları, baklagil kuru otları Yonca kuru otu, baklagil ve buğdaygil samanlarıyla baklagil ve buğdaygil dane yemleridir. Suca zengin yemlere koyun beslemede çok fazla yer verilmez. Aynı şekilde silo yemleri de ölçülü kullanılmalıdır. Kış aylarında ya da otlakta olanaklarının bulunmadığı durumlarda koyunlar ağılda elden beslenirler. Elden beslemede temel yemi kuru çayır otu, kuru yonca yada mısır silajı oluşturur. Hayvanların verim durumuna göre, serbest miktarlarda sunulan bu temel yemlerle karşılanamayan besin madde ihtiyaçları için ayrıca yoğun yem yedirilir. Serbest yemleme koşullarında, koyunların isteğe bağlı olarak tükettikleri kuru madde miktarı, canlı ağırlığa ve hayvanın verim durumu ve düzeyine göre değişmektedir. Günlük kuru madde tüketimi gebelik boyunca yavaş yavaş artar ve doğumdan 3-6 hafta önce en yüksek düzeye ulaşır. Gebeliğin son üç haftasında günlük kuru madde tüketimi %10-20 arasında azalmakta, doğumdan 1-2 gün evvel ise tüketilen kuru madde miktarında önemli bir düşme görülmektedir. Kuzulamadan sonraki ilk günlerde tüketilen günlük kuru madde miktarı gebeliğin son iki günündeki gibidir. Laktasyon ilerledikçe tüketilen kuru madde miktarı yavaş yavaş artar ve kuzulamadan 4-6 hafta sonra en yüksek düzeye ulaşır. Daha sonra süt verimindeki gerilemeye paralel olarak tüketilen kuru madde miktarında da düşmeler olur. Koyunların laktasyondan çıkarılmaları zamanında ise tüketilen kuru madde miktarında şiddetli bir düşme görülür. Koyunlarda kuru madde tüketimi; hayvanın yaşına, gebelikte taşınan dölüt sayısına, süt verimine, rasyonun sindirim derecesine ve takdim şekline Pelet, öğütülmüş vb. bağlı olarak değişmektedir. İki yaşlı koyunlar, daha yaşlı olanlardan fazla kuru madde tüketmektedirler. İkiz yada üçüz dölüt taşıyan koyunlar, aynı canlı ağırlıkta olsalar dahi, tek kuzulu koyunlarda daha düşük bir tüketim kapasitesine sahiptirler. Buna karşılık laktasyon döneminde gebeliktekinin aksine bir durum görülür. Bu dönemde en yüksek kuru madde tüketimi, süt verimi en yüksek olan koyunlarda görülür. Bilindiği gibi, süt veriminin yüksekliği, çoğu kez emzirilen kuzu sayısına bağlıdır. Çoğuz kuzulayan koyunlar, genellikle tekiz kuzulayanlardan daha fazla süt vermekte ve daha çok yem tüketmektedirler. Yem kuru madde tüketimi, rasyonun sindirim derecesi ve formuna da bağlıdır. Organik maddelerin sindirim derecesi % 40-70 arasında değiştiğinde günlük kuru madde tüketimi sindirim derecesi arttıkça yükselmektedir. Sindirim derecesi % 70’in üstüne çıktığında, tüketimindeki artış azalmaktadır. Koyunlara verilen yemlerin kıyılması, ince öğütülmesi ve peletlenmesi tüketilen kuru madde miktarının büyük ölçüde artmasına neden olmaktadır. Koyunların yemlenmesinde verim durumları ve düzeyi göz önünde bulundurulur. Besin madde gereksinimleri hayvanların fizyolojik durumuna ve verim düzeyine bağlı olduğu gibi, gereksinimlerinin karşılanmasında başvurulacak yem kaynakları ve bu yemlerin tüketim düzeyleri de farklılık göstermektedir. Sütten kesilen ve yapağı dışında herhangi bir ürün vermeyen koyunların besin madde gereksinmeleri kaba ve suca zengin yemlerle karşılanabilir. Örneğin, 50-60 kg canlı ağırlıktaki koyunlar, zamanında biçilmiş ve dikkatli kuru- tutmuş, nitelikli bir kuru ottan serbest miktarlarda tükettiklerinde enerji ve protein gereksinimleri hemen hemen tümüyle karşılanmaktadır. Kuru ot çok düşük kaliteli olduğunda, koyunların canlı ağırlık kaybetmelerini önlemek için kuru ot yanında koyun başına günde 100-150 gram kadar arpa verilmesi yeterlidir. Koç katım dönemlerinde koyunların beslenmesine daha bir özen göstermek gerekir. Bu dönemde yemlemede yapılacak bir hata, örneğin yetersiz yemleme döl verimini olumsuz etkiler. Buna karşılık, daha önce belirtildiği gibi, koç katım döneminde uygulanacak bir ek yemleme flushing ile yumurtlatma sayısı % 20 dolayında arttırılabilir ve embriyo kayıpları en alt düzeye indirilebilir. Ağılda barındırma durumunda koç katımından 3-4 hafta öncesinden başlayarak normal olarak verilen rasyona ek olmak üzere, kondisyonu düşük koyunlara günde 400-500 gram, kondisyonu iyi olanlara günde 200-300 gram tahıl verilmelidir. Ek yemlemeye başlanılan hafta, ek olarak verilen tahıl miktarı gittikçe arttırılır ve ikinci ve üçüncü haftada eli yüksek düzeye çıkarılarak koç katımının sonuna kadar bu düzeyde tutulur. Koç katımı döneminde koyunlar merada barındırılıyorsa, koyun başına merada ayrılan alan genişletilerek flushing gerçekleştirilir. Bunu sağlamak için, bir hektar otlatma alanına ayrılan koyun sayısı azaltılır. Örneğin, koç katım döneminde bir hektar meraya ayrılan koyun sayısı 10’dan 7’ye düşürülerek döl veriminde % 15-20 dolayında bir iyileşme sağlanabilir. Gebeliğin son döneminde koyunların besin madde gereksinimleri artarken yem tüketim kapasiteleri azalmaktadır. Bu nedenle, gebeliğin son dönemlerinde koyunların yemlenmelerine özel bir ilgi gösterilmelidir. Özellikle birden fazla dölüt taşıyan koyunlar, gebeliğin son döneminde çok iyi kaliteli kaba yem ve yoğun yemlerle beslenmelidir. Yoğun yemler özellikle doğuma 15 gün kala kaba yemleri desteklemelidir. Laktasyon döneminde koyunların beslenmeleri süt verim sütün niteliğine bağlıdır. Özellikle laktasyonun ilk ayı içinde koyunların beslenmelerine özen gösterilmelidir. Bu dönemde süt verimi devamlı yükselmekte. bunun sonucu olarak da besin madde gereksinimi artmaktadır. Buna karşılık, laktasyon başında iştah düşüktür ve hayvanlar yeterince yem tüketemezler. Bu durumda laktasyon başında artan besin madde gereksinimlerini karşılamak için vücut dokularına başvuran koyunlar, canlı ağırlık kaybederler ve hatta sağlıklarını yitirebilirler. Canlı ağırlık kaybı hayvanlara sunulan günlük yem miktarına ve yemin niteliği ile verim düzeyine bağlıdır. Süt verim yönlü sağılan koyunlarda süt verimi çok yüksek olduğu için laktasyon başında canlı ağırlık kayıpları daha fazladır. Bu hayvanların süt ineği yada süt keçisi gibi verime göre yemlenmeleri gerekir. Bunların gereksinimleri sadece kaba yemlerle karşılanamaz. Sağılan koyunlar kaliteli kaba yem kuru ot, kuru yonca, hasıl mısır silosu ve yoğun yemlerden hazırlanan rasyonlarla beslenirler. Sağlam koyunlara verilecek rasyonlarda özellikle protein miktarına özen gösterilmelidir. Rasyonların % 85-90 gibi çok büyük bir bölümünü orta kalitede kaba yemler oluşturur. Bu yemlerle koyunların enerji gereksinimlerinin büyük kısmı karşılanabilir. Buna karşılık, koyunların sindirilebilir protein gereksinimleri tam olarak karşılanamaz. Bu nedenle, sağılan koyunlara, özellikle süt veriminin yüksek olduğu laktasyonun ilk aylarında proteince zengin nitelikli kaba yemler ve yoğun yemlerden oluşan rasyonlar ek yemleme – koyunlarda-ek-yemleme Koyunların beslenmesindeki temel ilkeler konusu ile ilgili diğer görselleride burada bulabilirsiniz.
Koyunlar kuruya ayrıldıktan sonra yoğun bir besleme flushing ile koç katım kondisyonuna ulaşmaları sağlanır ve koyunların kızgınlık göstermeleri ve koç katmadan 2 hafta önce uyarıcı koçlar sürü içine bırakılır veya hormon uygulaması ile kızgınlıklar toplulaştırılır ve koç katım işleri 19, 2018Koyun koça geldiği nasıl anlaşılır?Bazen meleyerek, erkek hayvanın yanına sokularak veya birbirlerinin üzerine atlamak suretiyle kızgınlık kendini belli eder. Çoğu zaman ise koyunun koçu kabul etmesi kızgınlığın tek belirtisidir. Bu dönemde ferç şişmiştir, çara akıntısı gelir ve sık sık idrarını ikizlik oranı nasıl arttırılır?Koyunlarda dölverimi, beslemenin önemli düzeyde etkisi altındadır. Aşımdan önce bilinçli bir şekilde yapılan ek yemlemeler ve hayvanın aşım esnasın- da kondüsyonunun iyi olması 3 – puantaj ovulasyon oranının daha yüksek olmasını ve ikizlik oranının yükselmesini ne zaman koça gelir?Kizginlik 28-30 saat devam etmektedir. Kizginlik 14-19 günde bir tekrarlanir. Sayet sürüde koç katimi serbest olarak yapiliyorsa koç sürüde en az 35 gün kalmasinda fayda koyunun hamile olduğu nasıl anlaşılır?Koyunlarda sidik kesesinin karşısına gelen karnın yan taraflarından 8-10 cm genişliğinde yün kırkılır. Sonra ultrasonik prob üreme organları boyunca yönlendirilerek ilerletilir. Kesin teşhis cenine ait nabız atışı ve göbek kordonu sallanmasının fark edilmesi esasına kaç yaşında koyun olur?Bir yaşındaki koyuna toklu, 2 yaşındakine şişek denilir. Erkek koyunlardan koçların etleri sert ve lezzetsiz olduğundan kesime elverişli değildir. 1,5-2 yaş arasında kesilen koyun makbuldür ve 6 aylıktan büyük kuzular koyun koç kaç koyuna yeter?Elde aşımın ıslah bakımından en büyük yararı, elde edilen kuzuların ana ve babalarının bilinmesidir. Bu şekilde koça ve koyuna bağlı olarak etkin bir damızlık seçimi seleksiyon yapılabilir. Elde aşımda 1 genç koça 40, ergin koça 60-80 koyun ikizlik neye bağlıdır?İKİZLİK NEDİR? İkizlik bir batımda birden fazla kuzu doğumudur. Kızgınlık dönemine giren bir koyun birden fazla yumurta yapar ve bu yumurtalardan birkaçı döllenirse çoklu doğum gerçekleşir.
Koyunlarda üreme ve gelişme her koyuncunun yeterli derecede bilgili olması gereken bir faaliyetlerinin devamlılığının sağlanması için bu konularda çok hassas davranılmalıdır. Koyunlarda yüksek bir döl verimi sadece büyük sürülerde değil küçük yetiştiriciliklerde de ve yetiştirilen kuzuların yıl başına sayısı yetiştirme şekline,ırka,kalıtsal yapıya ve doğru bakıma bağlıdır. Yavru kuzular oyun oynamak,zıplamak ve kendi aralarında güç ölçüşmek için yemleme zamanlarında grup halinde yaşlı koyunlardan on haftada hızlı bir büyüme yavru hayvanların ilerideki gelişimi açısından iyi bir başlangıç emzirme verimi ilk on haftadaki canlı ağırlık açısından çok doğan kuzular günde ortalama 15 defa süt ilerledikçe emme sıklığı azalır. Kuzularda erkek ve dişi cinsiyet hormonlarının üretilmeye başladığı yaşam dönemi ergenlik çağı olarak döneminden itibaren erkek ve dişi koyunlar arasında gelişim olarak belirli farklılaşmalar görülmeye kuzular 3 ila 5 aylık dönemden sonra karşı cinse ilgi duymaya dönemden sonra erkek kuzuların ayrı olarak tutulması tavsiye adayı erkek kuzuların ise yaşlılar ile birlikte tutulmasında fayda kuzular ise erkek kuzulara göre erişkinliğe bir süre daha sonra erişirler. Dişi hayvanların ergenliği ilk yumurta olgunluğu ve bununla beraber çiftleşme isteği oluşmasıyla döneme kızgınlık dönemi en sık görülen kızgınlık belirtileri, sıkça melemek,arkaya bakmak ve idrar yapmak,huzursuzluk,kuyruğu dikkat çekici şekilde sallamak,koçun yakınında bulunmak gibi kızgın koyunları belirli koku maddelerinden tanırlar. Koyun Kaç Ayda Doğurur? Koyunda gebelik 150 gün kadar doğumlarda ise bu süre birkaç gün daha kısa ilk 3 ayında dışarıdan fark edilebilecek şekilde gebelik belirtileri ve 5. aylarda ise meme gelişimi ve arka bölgelerde karın hacminin artması ile gebelik gözlenebilir düzeye son iki ayında doğum ağırlığının çok büyük kısmı oluştuğundan son aylarda yemlemeye çok dikkat edilmelidir. Doğum olayı başlamadan kısa süre öncesinde koyunda bir takım değişikler göze ayrı durma,başka kuzular ile ilgilenme,sık idrar yapma,yere yatıp kalkma bu dönemde sıkça görülen koyun koyun doğumlarında dışarıdan ekstra bir yardım gerekli doğum yardımı gerekliyse veteriner veya tecrübeli koyun yetiştiricisi tarafından yapılmalıdır. Yeni doğan kuzunun ağız-gırtlak bölgesinde doğumdan kalan kaygan bir madde bulunuyorsa bu madde doğan yavru,annenin önüne yavrusunu yoğun bir şekilde kan dolaşımının hızlanmasına,postun kurumasına ve anne yavru ilişkisinin gelişmesine fayda sağlamaktadır. Kuzuların yetiştirilmesinde doğal ve yapay yetiştirme olarak iki yöntem yetiştirmede süt emen kuzu anne sütüyle yetiştirmede ise kuzular birkaç gün sonra annelerinden ayrılırlar ve süt ikameleri ile şartlar altında doğal yetiştirme daha ucuz ve doğumda ölmesi,süt yetersizliği,koyun ile kuzunun arasında anne-yavru ilişkisi kurulamaması durumunda yapay yetiştirmeye başvurulur. Uzun kuyruklu koyunlarda kuyruğun kesilerek kısaltılması anaç koyunlarda veya damızlık koçlarda hijjene katkı dışkı ile kirlenmemiş olması koyunlarda üreme ve kuzulamayı kolaylaştırmaktadır. 6 Haziran 2017 tarihinde yazıldı. 0 yorum yapıldı. Beğen11
Cankurtaranlar Sesin geri gelmesi icin ne yapilmali? İçindekiler1 Sesin geri gelmesi için ne yapılmalı?2 Ağrısız Ses kısıklığı neden olur?3 Faranjit tedavisi ne kadar sürer?4 Kronik faranjit ilerlerse ne olur? Sesin geri gelmesi için ne yapılmalı? Ses kısıklığına ne iyi gelir? Ilık tuzlu su ile gargara. Ağrılı ve tahriş olmuş boğaz ve ses kısıklığı için ılık tuzlu su ile gargara yapmak etkili sonuçlar verebilir. Solunan havayı nemlendirmek. Boğaz pastilleri kullanmak. Elma sirkesi içmek. Ballı papatya çayı tüketmek. Zencefil kökü. Ağrısız Ses kısıklığı neden olur? Larenjit ses kısıklığının en sık görülen sebebini oluşturuyor ve çoğunlukla nezle, grip veya sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkıyor. Bazen ateş ve boğaz ağrısıyla birlikte görülse de, çoğu zaman ağrısız bir ses kısıklığı olarak gelişiyor. Faranjit ses kısar mı? Farenjit sonucu boğazda bulunan lenf bezleri şişebilir, şişen bu bezler ses tellerine baskı yaparak ses kısıklığına veya sesin farklı çıkmasına neden olabilir. Ara ara ses kısıklığı neden olur? Ses kısıklığına; grip, nezle, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu rahatsızlıkları, midedeki asitli içeriğin boğazı tahrişine neden olan reflü gibi hastalıklar, sigara kullanımı ya da pasif içicilik, kafein içeren içecekler veya alkollü içeceklerin tüketilmesi, çığlık, uzun süreli yüksek desibelli şarkılar söylemek ve … Faranjit tedavisi ne kadar sürer? Faranjit kaç günde geçer sorusunun cevabı, hastalığın viral enfeksyon mu yoksa bakteriyel kaynaklı mı olduğuna göre değişir. Soğuk algınlığına bağlı faranjit çoğunlukla en fazla on gün sürer. Ateş ve diğer belirtileri üç ile beş gün arasında görülmeyi sürdürebilir. Kronik faranjit ilerlerse ne olur? Çünkü farenjit ilerlerse hava yolunu tıkayabilir ya da boğaz arkasında apse oluşumuna sebep olabilir. Ayrıca kalp romatizması ve böbrek rahatsızlığı gibi önemli komplikasyonlara da sebep olabileceği için ayrı bir öneme sahiptir. Zamanında konulan teşhis ve erken ilaç tedavisi ile kolaylıkla tedavi edilebilir.
* Koyunculuk * Damızlık Seçimi * Sürüden Ayrılması Gereken Koyunlar * Damızlık Koç Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar * Koyunlarda Üreme Ve Döl Verimi * Koça Verme * Kızgınlık Koça Gelme * Kızgınlık Belirtileri * Koyunlarda Sağım * Koyunlarda Beslenme * Damızlık Koç Bakımı * Kuzu Büyütürken Şu Hususlara Dikkat Edelim * Yoğun Kuzu Besisi Entansif * Süt Kuzusu Besisi * Koyun Beslenmesinde Dikkat Edilecek Konular * Ağıl Yeri Seçiminde Dikkat Edilecek Konular * Ağıl Yapımında Dikkat Edilecek Konular * Ağıl Alan Hesabı KOYUNCULUK Koyun et, süt, yapağı, deri ve gübreleri ile insanlara ekonomik güç veren önemli bir hayvandır. Hem çiftçi hem de ülke ekonomisini kalkındırmak için koyunculuğun yaygınlaştırılması gereklidir. Ama bakım ve beslenme koşullarının iyileştirilmesi, öte yandan koyunların saf yetiştirme ve melezleme yolu ile ıslah edilerek verimliliğin artırılması şarttır. Öyleyse koyunculuğun doğal ve ekonomik koşulların gerektirdiği yönde gelişebilmesi için, mevcut yetiştirme tekniklerinin geliştirilmesi ve yetiştiricilerin yenilikleri bilmesi ve uygulaması gerekir. Koyunculuk yapmaya karar verdiğimiz takdirde öncelikle yaşadığımız bölgeyi iyi tanımamız ve ona göre uygun ırkla çalışma yapmalıyız. Genel olarak Anadolu’nun iç kısımlarında yağlı kuyruklular, denize yakın bölgelerde ince kuyruklular yaygındır. Yağlı kuyruklu koyunlar Morkaraman, Akkaraman, Dağlıç ve İvesidir. İnce kuyruklu koyun ırklarımız ise Kıvırcık, Sakız, Karayaka ve Merinostur. MORKARAMAN Genel olarak Doğu İllerimizde yetiştirilir. Vücut renkleri kızıldan mora kadar değişmekte baş, burun, karın altı ve bacaklar çıplaktır. Yağlı kuyrukludur. Anaçlarda canlı ağırlık 50-60 kg, süt verimi 50-60 Litre kirli yapağı verimi 2-2,5 kg. olup her 100 koyundan 95-105 kuzu alınmaktadır. Süt kesiminden sonra 3 aylık besleme ile 20-25 kg. karkas alınabilir. AKKARAMAN KOYUNU Batıda Eskişehir ve Kütahya’dan başlayarak Doğuda Sivas’a kadar, sahil bölgeleri dışında Orta Anadolu’da ve geçit bölgelerinde yetişir. Bunlarda vücut beyaz renkli yapağı ile örtülüdür. Ağız, burun, göz çevresi, kulak ve ayaklarda siyah lekelere rastlanır. Yağlı kuyrukludur. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-45 kg. süt verimi 50-60 Litre kirli yapağı verimi 1,5-2 100 koyundan 100-110 kuzu alınır. Süt kesiminden sonra 3 aylık besleme ile 20-22 kg. karkas verebilir. DAĞLIÇ KUYUNU Sakarya nehrinden başlayıp Ege Bölgesinin kıyı İllerine kadar uzanır. Vücut beyaz renkli, kaba karışık yapağı ile örtülüdür. Ağız, burun, göz etrafları ve ayaklarda siyah lekeler görülür. Erkekler helezoni boynuzlu, dişiler boynuzsuzdur. Kuyruk yağlı olup kalp şeklindedir. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 35-40 kg., süt verimi 40-50 Litre, kirli yapağı verimi2-2,5 100 koyundan 90-100 kuzu alınır. SAKIZ KOYUNU İzmir İlinde özellikle Çeşme İlçesinde yetişir. Vücut beyaz renkli, kaba-karışık yapağı ile örtülüdür. Baş ve bacaklarda siyah lekeler vardır. Erkeklerde kuvvetli, kıvrımlı boynuz bulunur. Dişiler boynuzsuzdur. Uzun yağsız kuyrukludurlar. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-45 kg., süt verimi 120-180 Litre dir. 100 koyundan 180-200 kuzu alınır. Bu yöre dışına çıkarıldığında bu verim alınamamıştır. KIVIRCIK KOYUN Trakya ve Marmara’nın Güneydoğusundaki İllerde Ege Bölgesinin Manisa, İzmir, Aydın İllerinde yetişir. Vücut beyaz renklidir. Erkeklerde beyaz renkli kıvrımlı boynuz olup, dişiler boynuzsuzdur. İnce uzun kuyruğu vardır. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-42 kg., süt verimi 60-90 Litre, kirli yapağı verimi 1,5 kg. dır. 100 koyundan 110-130 kuzu alınmaktadır. Et kaliteli olup, süt kesiminden sonra iki aylık besleme ile 17-18 kg. karkas verebilir. KARAYAKA KOYUNU Karadeniz kıyı şeridinde özellikle Sinop, Samsun, Ordu, Giresun ve Tokat İllerinde yetiştirilir. Vücut beyaz renkli kaba yapağı ile örtülüdür. Erkeklerde kalın kıvrımlı boynuzlar olup, dişilerde boynuz yoktur. Kuyruk yağsız ince ve uzundur. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 35-40 kg., süt verimi 40-45 Litre olup, kirli yapağı verimi 1,5-2 İVESİ KOYUNU Suriye sınır boyunda Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay İllerinde yetişir. Baş ve bacaklar kahverengi vücudu ise beyazdır. Yağlı kuyruklu koyunlardır. Erkekler boynuzlu, dişiler boynuzsuzdur. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 44-48 kg. süt verimi 90-155 Litre, kirli yapağı verimi 2-3 KARACABEY MERİNOSU Balıkesir, Bursa yörelerinde yetiştirilir. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 55-70 kg., süt verimi 50-55 Litre, kirli yapağı verimi 3,5-4 100 koyundan 125-130 kuzu elde edilir. Vücut beyaz renkli kuyruk ince uzundur. Erkeklerin çok azında boynuz görülür, dişiler boynuzsuzdur. KONYA MERİNOSU Vücut beyaz renkli yapağı ile örtülüdür. Erkek ve dişiler boynuzsuzdur. Kuyruk yağsız ince ve uzundur. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 54-56 kg., süt verimi 40-50 Litre, kirli yapağı verimi 3,6-3,8 kg. olup, 100 koyundan 130-140 kuzu alınır. MALYA KOYUNU Vücut beyazdır. Baş ve bacaklarda siyah lekeler bulunabilir. Yarım yağlı kuyruklu koyunlardır. Ancak koyunlarda canlı ağırlık 45-50 kirli yapağı verimi 2,4-2,8 GÖKÇEADA KOYUNU Gökçeada ve Çanakkale çevresinde yetişir. Beyaz yapağılı ince uzun kuyruklu, küçük cüsseli bir ırktır. Erkekler boynuzlu, dişiler boynuzsuzdur. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 35-40 süt verimi 50-60 Litre, kirli yapağı verimi 2-2,5 TUJ KOYUNU Türkiye’nin Kuzeydoğu İlleri Kars, Ardahan ve Iğdır bölgelerinde yetiştirilir. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 38-42 kg., süt verimi 55 Litre, koçlarda yapağı verimi 3-5 HERİK KOYUNU Sivas, Amasya, Sinop, Samsun, Trabzon ve Çorum İllerinde dağlık bölgelerde yetişir. Küçük cüsseli erkekler boynuzlu, kuyruk yağlıdır. HEMŞİN KOYUNU Karadeniz sahillerinde Artvin dolaylarında yetişir. Kahverengi olmalarına karşın siyahları da vardır. Et ve yapağı kalitesi düşüktür. TAHİROVA KOYUNU Ege ve Marmara Bölgesinde yetişir. Melezdir. Yavru ve süt verimi yüksektir. ÖDEMİŞ KOYUNU Batı Anadolu’da Ödemiş çevresinde yetişir. DAMIZLIK SEÇİMİ Bölgemize göre yetiştiriciliğini yapacağımız koyun ırkını seçtikten sonra iyi bir damızlıkla işe başlamak başarıyı arttıran en önemli şartlardan biridir. Seçilen damızlık; – Vücudu düzgün ve kusursuz – Kendi ırkının özelliklerini taşıyan – Yüksek verimli, hastalıksız, döl verimi yüksek ve uzun ömürlü olmalıdır. Damızlık olacak etçi koyunda mümkün olduğu kadar büyük, derin geniş ve dolgun bir vücut yapısı gözlenmelidir. Baş kısa ve geniş, boyun kısa ve kalın olmalıdır. Gögüsün geniş derin ve kaburgaların mümkün olduğu kadar dışa dönük olması et veren sırt, bel ve sağrının düz bir hat oluşturması ve olabildiğince geniş olması istenen etçi özelliklerdendir. Damızlık sütçü koyunlarda kemikler ince boyun uzun vücut yüksek ve uzundur. Sağrı uzun ve arka bacakları arası büyükçe memeye yer verecek şekilde olmalıdır. Karın nisbeten gelişmiş memeler yeter büyüklükte ve bezel meme özelliğindedir. Baş kuru, asil ve zarif yapıda olmalıdır. Kulaklar büyük ve nisbeten sarkıktır. Süt verimi ile tanınmış ırklar boynuzsuz veya zarif boynuzludur. Koçun yumurtaları ne kadar büyükse döllenme kabiliyeti o kadar iyidir. SÜRÜDEN AYRILMASI GEREKEN KOYUNLAR – Dişleri ve tırnakları bozuk olanlar – Çok yaşlı, çok zayıf koyunlarla kavruk kalmış koyunlar – Kısır koyunlar, çok az süt verenler – Yapağıü kısa, seyrek ve dökülüyorsa – Özellikle Merinos ve kıvırcıklarda lekeler varsa – Yapağı körü varsa Bu tip koyunlar sürüden atılırlar. DAMIZLIK KOÇ SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR – Kuvvetli ve sağlıklı olmalı – Irkın bütün özelliklerini göstermeli – Canlı parlak bakışlı ve hareketli olmalıdır – Yumurtalıklar torbaya inmiş olmalıdır – Yapağısı kendi ırkının özelliklerini taşımalı – Bacaklar kısa ve düzgün olmalıdır – Sağrısına basıldığında çömelmelidir Ergin bir koç iyi beslendiğinde ortalama 35-40 koyuna aşabilmektedir. KOYUNLARDA ÜREME VE DÖL VERİMİ Koyunculukta başarılı olmak, düzenli ve çok miktarda yavru olmaya bağlıdır. Elde edilen yavru sayısı ne kadar çok olursa sürüde iyileşme o kadar hızlı olur. Bu da hayvanın ırkına ve beslenmeye bağlıdır. KOÇA VERME Dişi tokluyu koça vermekte 18 ayı geçmemeliyiz. Sürüdeki koyunlar pratikte 6-8 yaşlarına kadar, koçlar ise 4-5 yaşlarına kadar damızlık olarak kullanılabilmektedir. KIZGINLIK KOÇA GELME Koyunlarda kızgınlık genelde mevsime bağlıdır. Kızgınlık 28-30 saat devam etmektedir. Kızgınlık 14-19 günde bir tekrarlanır. Şayet sürüde koç katımı serbest olarak yapılıyorsa koç sürüde en az 35 gün kalmasında fayda vardır. Koç katımında önemli faktör dişilerin kızgınlığa gelmesidir. 20-30 koyuna 1 koç düşünülür. KIZGINLIK BELİRTİLERİ Koyunlar meleyerek erkek koyunun yanına sokularak veya birbiri üzerine atlayarak kızgınlığı belli ederler. Bu dönemde ferç şişmiştir, çora akıntısı gelir ve sık sık idrar yapar. KOYUNLARDA SAĞIM Bir koyunda elde edilen gelirin %45’i etten, %15’i yapağı ve yapağıdan, %40’da süttendir. Bu yüzden sağım ve süt üretiminde çok önemli yer tutar. Sağımda dikkat edilecek konular; – Meradan dönen hayvan hemen sağıma alınmaz. Bir saat kadar dinlendirilir. – Sağımda hayvanlara sert muamele yapılmaz – Günde iki sağım yapıldığında sabah ve akşam sağımları arası en az 10 saat olmalı – Soğuk ve kırağılı günlerde sabah sağımı daha geç sıcak günlerde daha erken yapılır – Uzak meradaki hayvanlar olduğu yerde sağılır – Sağım seri ve kısa sürede yapılmalıdır. 2-2,5 saatte 100 koyun sağılabilir – Sağımdan önce memeler ve kaplar mutlaka temizlenir. KOYUNLARDA BESLENME Koyunlarda beslenmeyi dört bölümde inceleyebiliriz. 1- Koç katımında beslenme 2- Gebelikte beslenme 3- Süt veriminde beslenme 4- Verimsiz dönemde beslenme 1- Koç Katımında Beslenme Koç katımından 2 hafta önce başlayarak 6 hafta günde 400 başlayarak 700-800 kadar fabrika yemi veya arpa, yulaf karışımı ile ek yemleme yapılır. 2- Gebelikte Besleme Gebelikte ilk üç ay mera iyi ise ek yeme gerek yoktur. Son 45 günde 300 gramdan başlanarak doğuma kadar 800 grama çıkılarak ek yemleme yapılır. 3- Süt Döneminde Besleme Tek kuzulu koyunlara günlük 700 gr. dane yem karması, ikiz kuzulu koyunlara da 1 kg. dane yem karması verilir. Verimsiz dönemde mera ve anız otlatması kafi hayvan yetiştiriciliği – kucukbas-hayvan-yetistiriciligi tuj koyunu nedir özellikleri – tuj-koyunu-nedir-ozellikleri DAMIZLIK KOÇ BESLEME – damizlik-koc-besleme kuzularda beslenme – kuzularda-beslenme koyunlarda sağım – koyunlarda-sagim et bakımında en iyi koç ve koyun resimleri – et-bakiminda-en-iyi-koc-ve-koyun-resimleri ağıl yapımı – agil-yapimi koyunlarda beslenme – koyunlarda-beslenme sütü için beslenen koyunlar – sutu-icin-beslenen-koyunlar koyunların beslenmesi – koyunlarin-beslenmesi koyun besleme – koyun-besleme koyun besleme görüntüleri – koyun-besleme-goruntuleri damızlık koç – damizlik-koc koyun besleme yeri – koyun-besleme-yeri Koyunlarda Beslenme konusu ile ilgili diğer görselleride burada bulabilirsiniz.
koyunların koça gelmesi için ne yapılır