FarahDiba (Pehlevi) ( Farsça: فرح دیبا, d. 14 Ekim 1938, Tahran ), İran Kraliçesi ve İmparatoriçesi (Farsça: شهبانو şahbanu ). Son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi 'nin üçüncü ve son eşidir. İran Hava Kuvvetlerinde görevli olan Azeri asıllı Sührab Diba'nın tek çocuğuydu. Filmimize gelecek olursak; İran’ın son şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve onun güzelliği dillere destan üçüncü eşi Farah Diba’nın 2 Haziran 1967’deki Almanya ziyaretini protesto eden gençler, polis şiddetine (İstanbul polisine gönderme yapıp orantısız güç mü desek?) maruz kalırlar. Talebi ve delilleri değerlendiren mahkeme heyeti, sanıklar hakkında Av. Farah Diba'nın gerekçe olarak gösterdiği Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 311/1-a-e maddelerinde belirtilen, duruşmada RızaŞah Pehlevi ve Farah Diba’nın yaşadığı ev Tahran’ın simgelerinden biri haline gelmiştir. Sarayın içindeki tarihî parçalar ve dış cephesi özenle korunmuş ve formu bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Niavaran Sarayı’nın içerisinde İran halı dokumacılığının en nadide eserlerinden olan halılar yer Muhammed Rıza Şah Pehlevi 1959 yılında Tebrizli bir Türk Albay'ın kızı olan Farah Diba ile 3'üncü ve son evliliğini yapmıştır. Farah Diba 2 kız ve 2 oğlan doğurmuştur. "Beyaz Devrim" 1963'de başlamış ve fakat bu devrime Ayetullah Humeyni ve din adamları karşi çıkmıştır. Filmin yönetmeni Franco ile birbirlerine aşık olur ve evlenirler. Fakat bu evlilik de Franco’nun bir uçak kazasında ölmesiyle son bulur. Şah Rıza Pehlevi ise Süreyya’dan sonra Farah Diba ile evlenir. Farah Diba ona bir erkek evlat verir ancak İslam Devrimi bu veliahdın tahta oturmasına mani olur. t3OW5. Farah Diba Haberleri - Farah Diba Kimdir - Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi. Son dakika haberleri ve en güncel haberler Son Dakika Haberler© 2022 Kısaca Farah Diba Pehlevi Fars فرح دیبا, Azeri Fərəh Diba, 14 Ekim 1938, Tahran, Azeri asıllı İran Kraliçesi Farsça شهبانو şahbanu. Son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin üçüncü ve son eşidir. ...devamı ☟ Altı yaşında kral oldu. Dokuz yaşında ülkesini terk etmek zorunda kaldı. ÇocukluÄŸu, İstanbul üzerinden gittiÄŸi Mısır’ın İskenderiye ÅŸehrinde, gençliÄŸiyse İspanya’nın baÅŸkenti Madrid’de geçti. 1946 yılında sürgün edildiÄŸi ülkesine 50 yıl sonra, 1996’da geri döndü. KurduÄŸu siyasi parti 2001’deki Bulgaristan genel seçimlerinden zaferle çıkınca, tarihte eÅŸine zor rastlanan bir baÅŸarıya imza attı Sürgün edildiÄŸi ülkesinin 55 yıl sonra baÅŸbakanı oldu. Son Bulgar Kralı Simeon Sakskoburggotski ya da daha bilinen adıyla II. Simeon’un hayatı, adeta Avrupa tarihinden dünyaya açılan bir pencere niteliÄŸi taşıyor. Dolayısıyla kral, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Benzersiz Bir Hayat’ adlı otobiyografik kitabının tanıtımı için İstanbul’a geldiÄŸinde, onunla röportaj yapacak en doÄŸru isim; tarihçi Profesör Dr. İlber Ortaylı olacaktı. Bulgar Kralı, İlber Hoca ve ben, Elmadağ’daki Divan Oteli’nde buluÅŸtuk. İlber Hoca, kralı “Majesteleri” diye selamladı, Kral da İlber Hoca’ya “Profesör, çok memnun oldum” diyerek karşılık verdi. Tarihin sırlarını çok iyi bilen bu iki bilge kiÅŸinin eski krallardan sanki karşı komÅŸuları gibi bahsetmelerini, eski kraliyet mensuplarına ait duyulmamış bilgileri birbirlerine zevkle anlatmalarını ÅŸaÅŸkınlık ve hayranlıkla dinledim. İran Şahı Rıza Pehlevi’nin utangaçlığından tutun da kız kardeÅŸi EÅŸref’in ne kadar zeki olduÄŸuna kadar tarih kitaplarında asla bulamayacağımız türde kraliyet dedikodularını dinlerken resmen yüzümde güller açıyordu. Ancak sohbetin ilerleyen dakikalarında bu ikilinin diyaloglarını yakalamak benim için çok da kolay olmadı. ÖrneÄŸin İlber Hoca “NesliÅŸah Sultan, sizin Otto’yla yakın arkadaÅŸtı” dediÄŸinde bahsettiÄŸi NesliÅŸah’ın Osmanlı hanedanının son kayıtlı veliahtı, Otto’nun da Avusturya-Macaristan MonarÅŸisi’nin son veliaht prensi Otto von Habsburg olduÄŸunu anlamak için mutlaka araya girip “Hocam Otto derken?” diye sormam gerekti! İşte Profesör Dr. İlber Ortaylı’nın Bulgar Kralı II. Simeon’la yaptığı bu sıradışı ve tarihi mülakatı takdimimizdir...  Prof. Dr. İlber Ortaylı Çocuk yaÅŸta ‘Balkanlar’ın Prusyasının kralı olmak nasıl bir ÅŸeydi?- Bulgar Kralı II. Simeon ‘Balkanlar’ın Prusyası lafı, Bulgaristan’a sonradan yapıştırılmış bir yafta. Evet, belki Bulgar ordusu iyi bir orduydu ama bu bizi Prusya yapmaz. Altı yaşında kral olmakla ilgili en net hatırladığım ÅŸey ÅŸu Babamın çok hasta olduÄŸu bize zaten söylenmiÅŸti. Ama bir çocuÄŸun ölümü anlaması çok zor. Babamın öldüğünü şöyle anladım Altı yaşındaydım ve normalde bana ‘ekselansları’ derlerdi. Ama bir gün aniden ‘majesteleri’ diye hitap etmeye baÅŸladılar. Anladım ki, o gün babam ö yaşında kral olmak nasıl bir histi?- Çocuk zihniyeti, çocuk zihniyetidir. Ne kadar eÄŸitim almış olursanız olun, her ÅŸeyi çocuk kafasıyla görürsünüz. HissettiÄŸim tek ÅŸey, o andan itibaren çocukluÄŸumun bitmiÅŸ olduÄŸuydu. Anladım ki artık farklı davranmak zorundayım. Etrafım farklı insanlarla çevrildi. Ve tabii ki çok zor bir dönemdi, İkinci Dünya Savaşı yıllarıydı, Bulgaristan’da bombalamalar yaÅŸandı. Hemen sonra Sovyet iÅŸgali gerçekleÅŸti. Bu da baÅŸka bir ÅŸoktu. Ondan sonra bir ÅŸok daha, yeni komünist rejim SavaÅŸ sırasında Vrana’nın bahç Siz ne durumdaydınız bu arada? - Biz esir gibiydik. İşgalden sonra iki sene daha orada kaldık, sonra Bulgaristan’da ‘MonarÅŸi gitsin mi kalsın mı?’ diye referandum yapıldı. İnsanların yüzde 94’ü cumhuriyet istedi. Aslında o dönemdeki Sovyet iÅŸgali, bize bu referandumun ne kadar gerçek olduÄŸunu gösterdi. Sonuçlar açıklandıktan sonra bize ülkeyi terk etmemiz için sadece bir hafta süre tanındı. Annemin ailesi İskenderiye’de yaşıyordu. O yüzden Mısır’a gitmeye karar verdik. 48 saat içinde Şark Ekspresi’ne binip İstanbul’a doÄŸru yola çıktı kadar kaldınız İstanbul’da?- 17 Eylül 1946 sabahıydı, Bulgaristan’dan trenle İstanbul’a geldik, istasyondan doÄŸruca limana gittik. Dolayısıyla İstanbul’u sadece birkaç saat gö MUZU İLK DEFA TÜRKİYE’DE GÖRDÜMKral Simeon’un 50 yıl sonra Bulgaristan’a muhteÅŸem dö Yani İstanbul’un siluetine dair bir fikir yok kafanızda? Eminim ki o zamanlar çok güzeldi...- Ben Bulgaristan’dan o güne dek hiç ayrılmadığımdan dolayı benim için gördüğüm her ÅŸey olaÄŸanüstüydü. Biz limana gider gitmez gemi hemen limandan ayrıldı ve önce İzmir’e, sonra İskenderun’a, oradan da asıl hedefimiz olan Mısır’ın İskenderiye ÅŸehrine gittik. Türkiye’de uÄŸradığımız limanlarda bize ÅŸahane meyveler getirdiler, kavun, karpuz, Muzu hayatımda ilk defa Türkiye’de gördüm. Bu, benim gibi hayatında muz görmemiÅŸ bir çocuk için büyük bir Antalya’da yetiÅŸen muzu yemiÅŸsinizdir siz. Şimdi gitseniz öyle bir ÅŸansınız olmaz çünkü bütün ÅŸehir otel doldu ve o harika muz bahçeleri yok oldu. O yıllarda Türkiye’de iki önemli göçmen ağırladık, biri Polonya büyükelçisiydi, Almanlar Polonya’yı iÅŸgal ettiÄŸinde ülkesine geri dönemedi. İkinci ünlü göçmen de tabii ki sizdiniz, meÅŸhur Bulgar Kralı. Tabii bir de eski Arnavutluk Kralı Ahmet Zog vardı.Â- O da 1946’da Mısır’a  Evet ama Mısır’a gitmeden önce birkaç gün İstanbul’da Pera Palace Oteli’nde kalmıştı. Peki siz Mısır’da eski Osmanlı hanedanının mensuplarıyla ne zaman tanıştınız? - Evet, o dönem Osmanlı hanedanının bazı mensupları da İskenderiye’de yaşıyordu. Annem onlarla tanışıyordu. Biriyle, Osman OsmanoÄŸlu’yla biz aynı okula gittik. Hanedandan Prenses NesliÅŸah, Prenses Necla ve Prenses Hanzade kardeÅŸler de İskenderiye’ DÜŞMAN HANEDAN ÇOCUKLARININ ARKADAŞLIĞI NesliÅŸah, sizin Otto von Habsburg ile yakın arkadaÅŸtı. Avusturya-Macaristan MonarÅŸisi’nin son veliaht prensi Otto, dayınızdı deÄŸil mi?- Evet dayım sayılırdı, çünkü onun annesi, benim büyükannemin kız kardeÅŸiydi. Otto’ya siyasi kariyeri nedeniyle çok saygı duyardım. Çünkü daha sonraki yıllarda Avrupa Parlamentosu’na Parlamentosu’nun tek Türkofil Türkleri seven üyesiydi. Otto her zaman açık açık Türkiye’yi desteklemiÅŸtir. Avusturya’nın son imparatoru ve Macaristan’ın son kralı olan I. Karl’ın oÄŸluydu. Ve çok ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde bu iki hanedan birbirine düşmandı. Ama Otto ve Osmanlı Hanedan Defteri’ne kaydı yapılan son kiÅŸi olan NesliÅŸah çok iyi arkadaÅŸtılar!- Otto 1976’da Almanya’da Avrupa Parlamentosu üyeliÄŸine seçildiÄŸinde ona bir tebrik mesajı gönderdim. Bana cevabında, “Simeon, mesajın için teÅŸekkür ederim. Şu andan itibaren, Avrupa Parlamentosu’nda senin temsil ettiÄŸin Bulgaristan’ı savunan en azından bir kiÅŸi Yani parlamentoda komünist Bulgaristan’ı savunmayacaktı. BULGAR TÜRKLERİNİN TRAJEDİSİNİ ANLATTIMII. Simeon, kız kardeÅŸi Maria Luisa ile Madrid’ Bulgaristan’daki o korkunç olaylar, Türklerin isimlerinin zorla deÄŸiÅŸtirilmesi kampanyası da komünizm döneminde yaÅŸandı.- Evet, o olaylar korkunçtu. 1984’te sadece Türkler deÄŸil, aynı zamanda etnik olarak Bulgar olan Müslümanlar da komünist rejim tarafından baskı görmeye baÅŸladı. Zorla isimleri deÄŸiÅŸtirildi. O dönem bir sürü insanı sürgüne gönderdiler. Bu trajediyle ilgili Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nde ve Arap Ligi’nde konuÅŸmalar yaptım. O dönem yaklaşık 300 bin Bulgar Türk’ü Türkiye’ye bir yerde Jivkov’a 1971-1989 yılları arasında Bulgaristan BaÅŸbakanı olan Todor Jivkov teÅŸekkür etmeliyiz çünkü bize 300 bin kiÅŸi gönderdi, önce ÅŸoke olduk, ancak daha sonra hastanelerimiz Bulgaristan’dan gelen en üst seviyede hemÅŸirelerle doldu. Ayrıca marangozlar, elektrik teknisyenleri vb. bir sürü diÄŸer meslekten de çok iyi yetiÅŸmiÅŸ elemana sahip  KRALLARLA ARKADAŞ Mısır’a dönelim, orada istediÄŸiniz kadar kalma ÅŸansınız var mıydı, yoksa belli bir zaman dilimi için mi kalmanıza izin verildi?- Ben orada okula gittim, kız kardeÅŸim de öyle. O dönemin en iyi okullarından biri olan İskenderiye’deki Victoria College’a yazıldık. Kralların gittiÄŸi okul olarak bilinirdi. Biz Mısır’da kaldık, orada yaÅŸamayı da çok sevdik. Ama annem biraz büyüdükten sonra Avrupa’da eÄŸitim almamızı istiyordu. O sırada Kahire’deki İspanyol Büyükelçisi gelip “Bir sürgün yeri olarak İspanya’yı hiç düşündünüz mü?” diye sordu. Böylece Mısır’dan 1951’de ayrıldık. Bu ÅŸekilde siyasi mülteci olarak İspanya’ya gittik ve hayatımın 50 senesini orada geç Kralı II. Hasan da arkadaşınızdı galiba?  - Evet, Fas Kralı II. Hasan sınıf arkadaşımdı. Ayrıca Ürdün Kralı Hüseyin’le de İskenderiye’deyken aynı sınıftaydık. İspanya Kralı Juan Carlos’la da İspanya’ya gittikten sonra çok yakın arkadaÅŸ Şahı Rıza Pehlevi’yle tanışıklığınız?.. - Kendisiyle yurtdışı seyahatlerinde tanıştım, birkaç defa da İran’da ziyaret ettim. O zaman İran’la Bulgaristan arasındaki kültürel benzerlikler beni çok ÅŸaşırtmıştı. Şah ve ailesini çok iyi tanıyordum. Özellikle de kardeÅŸi Prens Abdülreza çok iyi arkadaşımdı. Aynı zamanda Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu’nun da baÅŸkanıydı. PEHLEVİ UTANGAÇTI  Şahın ikizi olan kız kardeÅŸi Prenses EÅŸref’le de tanıştınız mı? Çok zeki bir kızdı...- Evet, inanılmaz derecede zeki, çok etkileyici bir hanımefendiydi. Şah ise çok utangaç, çekingen bir insandı. O gösteriÅŸli imparator tavırları da bir savunma mekanizmasıydı bence. Elbette vizyonu olan ve uluslararası alanda saygı duyulan bir ÅŸahsiyetti. Ancak ne yazık ki siyaset çok berbat bir ÅŸey. Bazı müttefikleri tarafından bir anda öyle bir yüzüstü bırakıldı ki...Evet, ne yazık ki öyle Büyük muktedirler, büyük güçler lafa gelince çoÄŸu zaman küçük ülkelerden güzel sözlerle bahsediyorlar. Ama tarihe ve gerçeklere bakacak olursanız, o ülkelerdeki siyasi krizlere de çoÄŸu zaman o büyük ülkeler sebep Farah Diba’nın yaptığı ÅŸeyler, mesela Halı Müzesi, Sadabad koleksiyonu, bunlar unutulmaz...- Farah asla hiç kimse hakkında en ufak bir kötü söz bile söylemezdi. Ayrıca Farah’ın yetiÅŸtiriliÅŸ tarzı, normal bir ailenin kızınınki gibiydi. Herkes gibi üniversiteye gitti. Bütün bunlar, onun olaylara farklı bir açıdan bakabilmesine büyük katkı saÄŸladı. Birkaç sene önce kendisi son derece nazik bir ÅŸekilde gelip Bulgaristan’da bizi ziyaret ANALİZLERİNİZ HAYRANLIK UYANDIRICI!İzninizle Majesteleri; sizin psikolojik analizlerinizin çok hayranlık uyandırıcı olduÄŸunu söylemek isterim!- Sayın Profesör; yaşımdan ileri geliyor. Size bir anımı anlatmak istiyorum. Birkaç sene önce İstanbul’a geldiÄŸimde herkes gibi havaalanında polise pasaportumu gösterdim. Son derece uluslararası bir tavırla, Türkçe “Eski Bulgaristan BaÅŸbakanı’yım” dedim. Adam, pasaportuma bakıp “Majesteleri, sizi görmek büyük zevk” dedi. Ve bunu Bulgarca söyledi! MeÄŸer Bulgar Türk’üymüş! TERK ETMEK ZORUNDA KALDIĞI ÜLKESİNE 50 YIL SONRA BAŞBAKAN OLDU50 yıl sonra Bulgaristan’a dönmeye nasıl karar verdiniz?- Ben zaten her zaman dönmeyi hayal ediyordum. Ama bu hayalin hiçbir zaman gerçekleÅŸeceÄŸini düşünmüyordum. 1989 yılı geldiÄŸinde birdenbire büyük bir deÄŸiÅŸim yaÅŸandı ve komünizm çöktü. Ondan sonra Bulgaristan’dan birçok kiÅŸi Madrid’de ziyaretime gelmeye baÅŸladı ve bana ülkeye geri dönmem yönünde telkinde bulundular. Ailemden Bulgaristan’a ilk ziyaret, 1991’de kız kardeÅŸim tarafından yapıldı. Sofya’ya gitti ve son derece güzel karşılandı. Daha sonra 1993’te annem, babamın ölümünün 50. yılı vesilesiyle Bulgaristan’a gitti ve o da sevinçle karşılandı. Mayıs 1996’da, yani 50 sene sonra da ben döndüm. OlaÄŸanüstü bir ÅŸekilde karşılandı seçilmeniz nasıl oldu?Â- 2000 yılında fark ettim ki o dönemde Avrupa BirliÄŸi ve NATO’ya yönelmemiz önemliydi, bunun vakti gelmiÅŸti. Bir grup arkadaÅŸla bir siyasi parti kurduk ve Bulgaristan’da seçimlere katıldık. Ama kazanmayı beklemiyordum!Hiç mi beklemiyordunuz?- Hiç. Normal deÄŸil ki! 50 sene sürgünden sonra, hakkımda söylenen onca olumsuz ÅŸeyden sonra seçilmeyi beklemek zor. Ama Bulgar halkı hoÅŸgörülü bir halk. Seçimleri kazandığımızda parlamentonun yarısını oluÅŸturuyorduk. Halkın yarısı destekledi, ama öbür yarısı da karşı çıkmadı. Biz de onlara saygı duyduk. Bu ÅŸekilde baÅŸbakan yüzde 50’yi hiç görmeyen, onlara saygı duymayanlar da var...- Benim için bu entelektüel anlamda siyasi bir ESNAFI KARŞISINDA PES ETTİM“İstanbul’a bir geliÅŸimde eÅŸimle Kapalıçarşı’ya gittik. O sırada yanımıza  birisi yaklaÅŸtı, İspanyolca konuÅŸtuÄŸumuzu duyduÄŸu için ‘Real Madrid-Barcelona’ filan dedi. Ben dönüp eÅŸime Fransızca bir ÅŸeyler söyledim. Sonra oradaki satıcı da Fransızca konuÅŸmaya baÅŸladı. Ben eÅŸimle gizli konuÅŸmak istediÄŸim için bu sefer İngilizceye döndüm, o da İngilizceye döndü! En sonunda eÅŸime dönüp Bulgarca konuÅŸtum, bana bakıp Bulgarca ‘KardeÅŸim, niye baÅŸtan Bulgarcayla konuÅŸmuyorsun ki?’ dedi. Bulgar göçmeniymiÅŸ! Orada ben artık pes BULGAR KRALI II. SİMEON’UN HAYATI - 1937’de Sofya’da doÄŸdu- 1943’te babası Kral III. Boris’in ölümünün ardından 6 yaşında kral 1945’te Bulgar Komünist Partisi döneminde amcası Prens Kiril ve bazı kraliyet mensupları kurÅŸuna dizildi. - 1946’da ailesiyle birlikte Bulgaristan’ı terk etmek zorunda kaldı ve Mısır’a sürgüne gitti. - 1951’de ailesiyle birlikte İspanya’ya kabul edildi. - 1958’de West Point Askeri Akademisi’nde iki yıl eÄŸitim gö 1962’de benzer bir kadere sahip Margarita Gomez-Acebo’yla evlendi. - 1996’da, sürgün edildikten 50 yıl sonra Bulgaristan’a geri dö 2001’de Bulgaristan’da baÅŸbakan seçildi. - 2005’te Bulgaristan’ın Avrupa BirliÄŸi’ne girmesinde en aktif rolü Güzelliği, zekâsı, kişiliği ile bir dönemin çok konuşulan isimlerinden Farah Diba kimdir birlikte tanıyalım. İran’ın son şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin son eşi olan İran Kraliçesi güzelliği ve yaşantısı ile geçmişten beri sık sık gündeme gelen dönem çocuklarının intiharı ile duyulan kraliyet ailesinin haberleri, Farah Diba’nın yaşadığı ölüm acıları ile gündemde yerini almıştı. Farah Diba’nın son çocuğu Ali Rıza Muhamed’in kız kardeşi Leyla’nın intiharından sonra depresyona girdiği ve kendisinin de intihar ettiği iddiaları vardı. Farah Diba hayatı ve güzelliği ile neden bu kadar konuşuldu? Bir dönemin trendi olan herkes tarafından kullanılan Farah Diba saç modeli hakkında her şey!İran Kraliçesi Farah Diba Kimdir? Farah Zeynep Abdullah'ın Bergen'in hayatını canlandırdığı Bergen filmi son günlerin en çok konuşulan konular arasındayken sosyal medyada yayılan görüntüler çok konuşuldu. YAYINLAMA 14 Mart 2022 1221 GÜNCELLEME 14 Mart 2022 1222 112 Farah Zeynep Abdullah'ın Bergen'in hayatını anlattığı ve her izleyenin gözyaşlarına boğulduğu Bergen filmi son günlerin en çok konuşulan konu başlıklarından birisi. 212 'Bergen' projesinden iş yoğunluğu sebebiyle çekilmek zorunda kalan Serenay Sarıkaya, vizyona giren film hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunmuştu.. 312 2. Sayfa'nın haberine göre; pişman olup olmadığı sorulan Sarıkaya, "Birlikte yol aldığımız ekibin çok özenle büyük bir gayretle çalıştığını biliyorum ve filmi merak ediyorum. Yolları açık olsun. Eminim harika bir iş çıkarmışlardır." ifadelerini kullandı. 412 "BU İŞLER BİRAZ DA KISMET İŞİ"Zamanlamanın tutmadığını söyleyen Serenay Sarıkaya, "Bu işler biraz da kısmet işi. Farah’a kısmetmiş. Hiç dert değil. Müthiş bir şey çıktığına eminim." 512 KIYAFETİ OLAY OLMUŞTUBergen filminin galasında giydiği kıyafet, sosyal medyada çok konuşulan Farah Zeynep Abdullah, gelen eleştirilere Twitter hesabından yanıt vererek “Ne oldu ya, hani herkesin kıyafetine kimse karışamıyordu” ifadelerini kullandı. 612 "FARAH İŞİNE BAKSIN"Tüm bunların ardından TikTok kullanıcısı Afet Duru Bergen'in taklidini yapınca sosyal medyada gündem oldu. 712 Görüntüsü yayılan kullanıcının performansını görenler, "Farah işine baksın" yorumunda bulundu. 812 Bir sosyal medya kullanıcısının, "Başrolünü reddettiği filmin, gişe rekorları kırdığını görünce Serenay Sarıkaya" yazması okuyanları gülmekten kırıp geçirdi. 912 1012 1112 1212

farah diba nın son hali